Doldur saki
Doldur saki
Göz bebeklerimiz büyütsün şehr-i İstanbul’u güzel kılan laleleri Kırmızı sarı ayrım yapmadan sulasın, çekiç örse vurmadan Doldur saki Bu gece de ayrılık yelleri essin kız kulesinin ahşap pencerelerinden Deniz taşlara şefkatini sunsun, yosunlar şefkate engel olmadan Doldur saki Yerin altı ağlasın putperest geçen günler ardından Medusa’nın sesi yankılansın duvarlarda, nem duvarın kimyasını bozmadan Doldur saki Doldur da Galata anlatsın hakim olduğu şehrin dar sokaklarını kucaklayan acıları Acı gözden topallayarak inmeden Doldur saki Doldur da dualar asalım Ayasofya’nın eşiğine Gizemlerin gizemini çözelim dilimizde dualar elimizde bir kuru ekmek ile Doldur saki Doldur da eşlik edelim surlar ardında yatan yiğitlere Yudumlayalım payımıza düşenleri, ayın devir işlemine yıldızlar şahitlik etmeden Son bir kadeh daha doldur saki İstanbul’u ayakta tutan mübareklerin yüzü suyu hürmetine Daha okunacak kelamlar, diz değecek divanlar, şükre erecek dualar var Onların vakti gelsin doldur da saki… |