AŞKLARIN OTOSTOPÇUSU...
’...Aşklarda da büyük cehennemler vardır aslında
ama ne gam, herkes bir cennetmiş gibi koyulur aşka...’ I Kıs kalbinin volümünü ve tartıl hayat terazisinde bilmez miyim; ’tartılsan ağırlığımca hüzün gelirsin’... sonra otur bir şiir yaz bu kentin varoşlarına söz unutmaz şiirini yalnızlığın anlatmaya değer yanları vardır... Sonra taksitle yeni düşler al satış mağazalarından aşklar borsasında değer kaybet sevgilerin kirlendiği pazarda!.. Çünkü ’Yanlış bir hayat doğru yaşanamaz’ ve yalnız bir hayat kalabalık yaşanmaz!.. II Oysa ne kadarını kurtarabilmişiz kendimizin, ’soygun teorisi’ aşklardan- tutukluk yapan kalbimiz ve suç ortağı şiirlerin dışında Biz ki şu kundaklanmış ömrümüz de uçurumlara tutunmuşuz.. biz kenar mahalle çocuklarıyız; hüzün sermayemizdir her gece şiirlere yatırdığımız.. yalnızlıkla sarmalanır, dağılır giderdi iri düşlerimiz zamanın ivmesinde... III Anımsıyor musun? hep aşklara otostopçu gençliğimizi- daha ilk dönemeçte polis kontrolüne takılan! Bir uzun yol otobüsünün camına düşürerek yorgun başımızı ödünç hayallerle çekip gitmelerimizi, zulamızdaki yalnızlığımız ve ırzına geçilen sevdamızı anımsıyor musun? Aşk yaralarının sonsuza ertelenmiş şarkıları ve hayatlarıyız biz... IV Neredesin yaşamın namlusunda yenilmenin çarmıhında mı?.. Şarkıların burukluğunda yaraların kabuğunda mı? katillerin korkusunda orospunun namusunda mı? Yoksa, yitip giden bir aşkın kan revan anısında mı?.. Neredesin şairin iradesinde cahilin öfkesinde mi?.. Neredesin gitmenin ateşinde kalmanın külünde mi? (Birdal ERDOĞMUŞ/2009) |