Aşırı
Gezilen, gidilen yerler size az; size dar,
Kullanma derdi yok; kafanız içkili, kafanız bar, Dünyalara bakıp göremezsiniz, ruhunuz dört duvar, Bir şeyleri unutup olursunuz; prens, kral, çar, Dilekleriniz için birileri köleliği yaşar. Ver elini paşam, sende kopar; Sende çırp sende çal, Neresinden ’nasiplenirsen’ sana kâr. Sahiplenmeye arar her göz; koltuk, İnsan; yontulamayan bir kütük, Yontulmuşlar sanılır kafasız, sanılır üşütük, Gerçeklerin üstü örtük. Doğruları eğ paşam, doğruları bük, Ateşi çıkaranlardan iste su; Versinler körük, Anlayışlardaki ur, anlayışlardaki çürük, Hayat; bir ağız dolusu küfür, Bir ağız dolusu tükürük, Ve dünya; güzelliğine aldandığımız, Basit bir sürtük! |