Uzayan Dallar
rengarenk kırmızı paçaları
bakınca pervazın altından ayakkabıyı örtecek bir dans ve sekerek topuklarından daha yukarısını öpecek çıkıp dışarıda duran ağaca hatırlıyorum söylenenleri babasının babası dikmişti duvara eğilmeden güneşe doğru yol almıştı uzayan dallar şimdi o dalların arasına saklanıp içimi gülümseten ışıklı pencereye bakabilirim kollarınıza beni alıyormuş gibi yaprağın kenarında kayan esintileri birleştirip avuçlarımızda sevişe biliriz belki müziğin ritmini sallanan ellerin yazıyor duyuyorum gözlerim kapalı nefesiniz den kopan fırtınaları yanağımda kırmızı gül dokusu ve kokusu uçuşan kalbim bir dans oysa hayalin ağaçlarda sönüp giden bir yıldız seni düşlerim başım dönerken aniden dudaklarıma değen dudakların ıslanır seni hayal ederken. |
avluda bir ağaçla konuştum
anımsamıyorum hangisi idi
belki de hepsi
kim bilir hiçbiri
tam kalbinde bir oyuntu bir ağaçtı
dokundum...
sesime dokunmuş olmalı
dokundukça dalları göğe yakınladı.