Suçun Bilincinde CezaNankör insanların piyasasıyız artık! Uzun süredir bu dünyada insanım Usta bir cinayete çıraklık yapıyorum Bir yaş büyük yazdırılmışım acıya Hep başkaları tarafından kullanılmış mutluluklar giyindim Kiminin gülüşleri eskiydi Kiminin düşleri... Kendi oyuncaklarımı kendim imal ederek başladım hayata Daha doğrusu,hayatı yanlış yaşamaya Yeni bir çağ inşa eder gibi koparamadım hiçbir zaman takvimden yaprağını Gidenin geri döndürülemeyeceğini; kıldığım ilk cenaze namazıyla öğrendim En ağır hastalığın ’hayat’ olduğunu ise yaşayarak Ölüm yelpazesinin dar olduğu zamanlar gördüm Cesetlerin göz hakkına sadık bırakılmak giydiğim tek hükümdü Balığa hükmeden deniz olmaktansa Denize hükmeden yağmur olmayı tercih ettim Gökyüzü ile aramızda farklı bir bağ oluştu Yoksun bırakılmayı Allah’ın bir lütfu olarak kabullendim El yazısı ile yazdıklarımı okumayı başaramadığım gün tanıdım kaderi Kulaklarının sesini kısanlarla hayat arasında bağlaç görevi gördüm hep Değer vermeyi matematikten önce öğrendim Mütevazi insanları ise büyük şehirlerden sonra tanıdım Şanslı sayarım kendimi Yanlış anlaşılmaktan korkmadım hiçbir zaman Devrik cümleleri lüzumundan fazla sevdim Ağır yaralı gecelerimde şehrin duvarlarına yazdığım; ’Ölümden korkma’ notu dışında Arkamda bırakabileceğim kayda değer bir cümlem yok Kuytu bir köşede örümcek beslemektense Ağa takılmış bir sineğin, insandan medet umabileceğini düşündüm zamanla Düşmanın yoksa, dosta da ihtiyacın yoktu Herhangi bir doğum günümde, nefes darlığından ölecek kadar büyümüştüm Neyi bulacağımdan habersiz bir şeyler kaybetmeye koyuldum Kötü günler için yastık altı küfürler biriktirmeye başladım Pili bitmiş bir saatin aynı saniyeyi vurup duran yelkovanı gibi hissediyordum kendimi Zaman ipe sapa gelmez bahaneleriyle mutluluk üretimine ara vermişti bir anda Gecenin yanına almayı unuttuğu yağmurlar iyiden iyiye bayatlamıştı Toprağın kokusuna burnunu tıkayan çocuklar koşar adım boşaltıyorlardı şehri Mutlulukla aramda; yalnızlığın kelime anlamına bağımlı yaşayan Büyük bir insan gürültüsü vardı artık Ayağa kalkamayanlar ezilmeye mahkum Ayaktakiler ise ezmeye mecbur yaşatılıyor gibiydi Görevinin bilincindeydi acı Özürlü bir bıçak gibiydim artık Beni ayaklarımdan tutup bir yere götürdüler Nereden bakarsan bak; dün ’Senin’ geleceğinden söz etti birileri El sıkıştık ölümle Avuçlarım kanadı bir anda Çok sigara içiyordum artık Çok... |
bu şiirde herkes biraz kendini bulabilir bence...
tebrikler şairim...