SEVCAN ÇOCUK...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın 17 kasım 1992 tarihinde küçükarmutlu ilçesinde top oynayan Sevcan’ın topunu almak isterken panzer tarafından ezilişinin hikayesidir.... panzer ile palyaço .... hani özgürlükte yüzecekti küçük kara balık düş denizine bende varacaktım solungaçlar açarak .... boşuna o kadar ayak izi bıraktım okul bahçesinin çamurlu yüzüne ne olur biride anlayacağım dille söylesin bana ömrümün yedi yeri nasıl kırıldı birdenbire ... karşıda duran benim hayallerim mi hani annemin bacaklarını kırarak beni doğurduğu evin kapısına yaslı eğer hala hepsi benimse özgür bırakın onları nasıl olsa ulaşır bir çocuğa gökyüzündeki uçurtmanın iplerinden .... üstü başı kirli amcaların sırtında taşınıyorsa dünya bende düşlerimi bir toprağın zifiri yerinden izleyebilirim bakarsınız kuşlar arada yuva yapar baş ucuma karıncalarda var birde çam ağaçları olursa aralıksız ne oyuncak isterim o zaman nede guguk kuşunun saatten çıkışını .... şimdi koşarak gelir ekmek üzeri bulutlar bir güzel ağlaşırlar sonra aralarına aldıkları annem babamın omuzunda bakar taşıma .... artık yaşadığım yedi kardeşin rüyasında saklanıyorum hadi selam söyleyin benden tüm çocuklara ve çocukluğuma ..... yaşama hakkı verilirken çocuklara insani değerlerin malzemesinden çalınmış....! |
Oy küçük kardelenim düşlerini, düşürdüler denizin dipine!
Boşuna mı bu kadar, çırpınan sözlerim...!!!
Kardelenim oynasın, okulun bahçesinde diye
Kardelenim eksik hani nerede? gülüşleri eksik okulun bahçesin de!
Biri de anlaya bileceğim bir dille söylesin...!!!
Kim kırdı kardelenimin gülüşlerini,yarına olan umutlarını
Çığlık olurum kardelenimin yarım kalan gülüşüne...!!!
Yıkmayın, kırmayın yeşertin kardelen çiçeklerimi...
Bir annenin daha, yüreğine ateş salmayın!
Yasa boğmayın anne, baba, kardeşleri
Özgür bırakın, tüm çocuk gülüşleri......
Yarım kalan kardelenimin gülüşlerini ağlatmayın!!!
Sırtın da dünyayı taşıyan zannedenler
Yıkayın ellerinizi, yüreğinizi zemzem suyuyla
Özgürlüğü verin çocuklara, umut verin yarınlarına
Dünyayı sırtında taşıyanlar
Belki umutları koydunuz, 7 toprak dipine
Belki gözü yaşlı, bir yaslı aile bıraktınız geri de
Zannetmeyin kardelenim zifri karanlık yerde
O Melek olmuş, Cennetin gül bahçesin de en güzel mertebeyle...........
Peki; siz nasıl hesap verirsiniz, Sırat köprüsün de
Ve artık yeter, çığlık olurum yarım kalan umutlara, özgürlüklere...!!!
Kardelenimin çığlık sesiyim ben........................
Yüreğinize kalem tutan ellerinize sağlık.........
Acı bir gerçek ağlattı bizi, kim getire bilir kardelenimin gülüşlerini.!
Kaleminiz hiç yorulmasın şair yürekli.................