mühürlenir gözlerine karanlık diz çöker ahenk yayılır efsunla bakir dallara avucunda bir kaç uğur böceği varken ıslandın mı hiç yağmurda? ve kanatlar ağır gelip sırtına düşer mi göz bebeklerinin çukuruna? ıslanır mı kasımpatı yağan çiğin buğusunda sevdalar akarken sol yanı başından toprağa ...
goncaların içinde yazıldı erken soluklu baharlar yeni imgelerle tanışıp kaynaştı şiirler
sokul gecenin gözlerinin içine karanlığı al avuçlarına menzilden düşen yanılgılarınla söndür tüm ışıkları! tutunmaya çalışırken saklandığın örtüye kıvrımlar gamzeli dokunuşlar çeker kolundan alır götürür sonsuzluk ülkesine
pembe ezgilere sarınır bulutlar göğün yüzünde mutluluk sarhoş olur nazenin edalı gülüşler koşar bahçedeki çardağın altına yaprak yaprak savrulur ıtırın kokusu başını kaldırır yasemin telaşla geride kalmamak için tozar dalga dalga karışır kokusu yıldızlı geceye dökülür güzellik tasasız ve duvarlar örter karanlığı sessiz
***
(2)
Gölge
ardımda uzayan bir karartı akşamın kanadında uçurtmanın türküsünde ve şeftali dalında solgun dudağımda ki son ıslık da sözcük dolusu hüzünde ölgün
devrilir kuytuya çelimsiz saatler yelkovan yorgun akrep aşk sorgusunda bir gölgeye çarptım diyorsun ya hafifliğinden devrildim sadece bir yıldızdı üzerine eğilen sol yanında bir alev kor kor kıpır kıpır eden ürperti tanıdık değil mi yoksa?
bu cüsseye sığınsam en yeni sözlerle çelik zırhlı vurgun sığamıyorum dizelere sen gölgenin içinde kal aşkın firarı çarpar şovenist bir tınıda gövdene korkarsın ve düşte boğulursun benimle devrilmeyen yerde serilirsin en derine...
(3)
Ve düş
-düşüncenin provasız yanı- fikrin kanı donar oracıkta kalp karartısında bir açmaz çığlığın körpe sesi seçilir yarı aralıkta el yordamına yattığın yerde bir demet gelincik dokunsan dağılır kırmızı yapraklar yok olurken sarmaşık dalında ışıltılar uzanır benliğin kumların arasına bu gece hayal ederken sus! ve severken de öyle
renklerle tanış çoşkular saklanır perde aralarında pembe, mor, sarı renk renk görkemli soluyuşta nefes akıyorsun sayfa sayfa ve bir atlasta kaldırıyorsun bakışlarını eriyorsun yine bir örtünün altında görmediğin rüyanın içinde yoksun oysa
gece gölgesine vuruyor ve bir imge dokunuyor zihnine hadi savrul kanatlarında sonsuzluğun çelme takıp yere ser ölümü...
ben bir nergise bakıyordum bahçede allak bullak düşünceler kök salarken
sus! gözlerini aç ve bak gece doldu her yere gölgeni buldun ve düş geçti ikliminden sessizce uyan!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Gece/gölge/ve düş şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Gece/gölge/ve düş şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
embe ezgilere sarınır bulutlar göğün yüzünde mutluluk sarhoş olur nazenin edalı gülüşler koşar bahçedeki çardağın altına yaprak yaprak savrulur ıtırın kokusu başını kaldırır yasemin telaşla geride kalmamak için tozar dalga dalga karışır kokusu yıldızlı geceye dökülür güzellik tasasız ve duvarlar örter karanlığı sessiz
***
(2)
Gölge
ardımda uzayan bir karartı akşamın kanadında uçurtmanın türküsünde ve şeftali dalında solgun dudağımda ki son ıslık da sözcük dolusu hüzünde ölgün
devrilir kuytuya çelimsiz saatler yelkovan yorgun akrep aşk sorgusunda bir gölgeye çarptım diyorsun ya hafifliğinden devrildim sadece bir yıldızdı üzerine eğilen sol yanında bir alev kor kor kıpır kıpır eden ürperti tanıdık değil mi yoksa?
Seçkiyi hak eden güzel dizelerinizi kutlarım beğeni ile okudum.
-düşüncenin provasız yanı- fikrin kanı donar oracıkta kalp karartısında bir açmaz çığlığın körpe sesi seçilir yarı aralıkta el yordamına yattığın yerde bir demet gelincik dokunsan dağılır kırmızı yapraklar yok olurken sarmaşık dalında ışıltılar uzanır benliğin kumların arasına bu gece hayal ederken sus! ve severken de öyle
renklerle tanış çoşkular saklanır perde aralarında pembe, mor, sarı renk renk görkemli soluyuşta nefes akıyorsun sayfa sayfa ve bir atlasta kaldırıyorsun bakışlarını eriyorsun yine bir örtünün altında görmediğin rüyanın içinde yoksun oysa
gece gölgesine vuruyor ve bir imge dokunuyor zihnine hadi savrul kanatlarında sonsuzluğun çelme takıp yere ser ölümü...
ben bir nergise bakıyordum bahçede allak bullak düşünceler kök salarken
sus! gözlerini aç ve bak gece doldu her yere gölgeni buldun ve düş geçti ikliminden sessizce sen o rüyadasın hala ...
maide özgüç
Tek kelime ............... M ü k e m e m m e l d i............. Kutluyorum usta kalemi yüreğine sağlık _________________________________Saygılar
Gece,gölge ve düş ustaca bir kurguyla bir araya getirilmiş. Temayı iletirken şairanelik abartıya yer vermiyor.Sözcük seçimindeki titizlik sağlam kalem vuruşlarıyla ve nefis bağdaştırmalarla "pembe ezgilere sarınır bulutlar/ devrilir kuytuya çelimsiz saatler/fikrin kanı donar oracıkta "okurun gönlüğne şiir dokusunu işliyor.Anlatımdaki kıvraklık akışı ve anlam geçişlerini son derece rahat sağlıyor.Özgün anlatımı açıkça görülen şair ses ahengini de sağlamış.Bu kalemi okumak bana iyi geliyor. Teşekkür ederim saygılar.
üç bölümde ustaca anlatım ve şairin kelime dağarcığının zenginliğine şaihit olduk hal böyle olunca da okunası çok güzel dizeler karşıladı bizi.... ama şairim ben en çok gce bölümünün sonunu sevdim.... ve kutladım kaleminizi
YILLAR ÖNCESİNE GÖTÜRDÜ NEDENSE BU ŞİİR BENİ VE ŞİİRİMİ ANIMSATTI:
20.nci Oda:
Yıllar öncesi yine bugün gibi Yağmur yağıyor Telips Montana Resort Hotel’deyiz Sinir tellerinde beynimin Boşanıyor şimşeklerin binlercesi Dağılıyorum paramparca, Dere tepe sel bozbulanık Akıyor kirim pasım yasım Renkten renge giriyor Ölüdeniz,
Kaldırıyorum başımı yastıktan Camda bir japon şemsiyesi Yağmur dindi; dışarıda ay ışığı Mehtapla ıpıslak göğe uzanan Hurma ağacının dalları gibiyiz; Bahçede türlü türlü çiçekler Dallarında bir ateş böceği, Sabah ola hayrola, yolcuyuz Yeni yola; Dalyan, Kaunos İztuzu, Köyceğiz bizi bekler…
Yağmurlu bir geceden El sallıyorum sana Bu bir elveda değil Yolun düşerse atla arabana Yine sürücüm olursun Her gelişinde uğra bana Neden niçin sorma hiç; Susadım bir merhabana!
Seninle yolculuk nerede başlar Nerede biter; hiç belli olmaz Bir var olurum, bir yiter… Şaban AKTAŞ 07.02.2010
"Gece, gölge ve düş..." başlığıyla zaten işi bitirmişsiniz; soyut ve somut imgelemi şairane biçimde kullanarak üç bölümde ele almışsınız temayı, Kaleminizin titiz ve seçici olduğu bir gerçek; Ve kurguladığınız konuyu işlerken uyguladığınız teknik de çok güzel bir akış ve ahenk sağlamış şiire; Ben şahsen özgün anlatım, imgelem yanında şiir de ses ahengine de dikkat ederim okurken, bu sayfada bu yönüyle hiç yanılmadım...... Çokça okunacak şiirlerdendi, okumaktan mutlu oldum.. Teşekkürler... Selam ve saygılar...
-düşüncenin provasız yanı- fikrin kanı donar oracıkta kalp karartısında bir açmaz çığlığın körpe sesi seçilir yarı aralıkta el yordamına yattığın yerde bir demet gelincik dokunsan dağılır kırmızı yapraklar
Düşlerin gerçekleşmesi dileği ile güzel kaleme selam olsun..
Ve ayrılıp gider şair, toprağından, göğünün altından; sürünerek çıkar vücudundan ve derisinden, atomdan ayrıştırır her şeyi ve her şeyi atomdan atoma yaratır bu şairin özgürlüğünü seviyorum
çelik zırhlı vurgun
sığamıyorum dizelere
sen gölgenin içinde kal
aşkın firarı çarpar şovenist bir tınıda
yine kuvvetli kalemine sarılı dizelerin ile vurmuşsun yüreklere sevgilerimle canımcıma,,,