SeyirŞiirin hikayesini görmek için tıklayın bir arpa boyu mesafeye ulaşamaz ya insan geri adımlar hani işte öyle... uzaktık... soldu güller, laleler geçip giderken mevsimler merdivendeydin merdivendeydin ve yıldızlar uzaktı daha sabaha siyah bir kazağa bakıyordum yansıyan ışıkta cama yaslanan hanımeli gülümsüyor tek başına umutlu bir beklenti yükseliyor çiçek çiçek gelin olmuş ağaçlar büyük bir seremoniye hazırlanıyor doğa biz kayboluyoruz rüyanın içinde ellerimizde hiçliğe yatırılmış ümitler ve ardımızda pusların ardında gerilerde kalan dünler ardı sıra bir rüzgar hafif bir meltem etekleri havalandıran küçük bir esinti saçları savuran kıpkırmızı yanılgılar yayılır menzile kaybolurken ben o maviye hapsolan gride düşler saçılıyor her yere ahenkle ... sonra yollar, uzaklar ayrıklıklar ve dudaklardan dökülen vedalar ah yanılgılar hüzünlerde yürüdüm saklı bahçelerin ayazında kor kor adımlarda dar zamanlardan geçtim tüm köprüleri beyaza boyadım sen bulasın diye lakin sabahlar akşamların gölgesinde kayboldu günün solduğu yerde tüten bacalar saçak altlarında kayboldu kırlangıçlar savrulurken tiz bir tren çığlığı bakmadım gidenlere biliyordum boştu sokaklar yıkılmıştı anadan üryan hayaller ağır örtülerin altına saklandı aradığım umutlar kırılan dallar yığıldı yerlere sonbahardı gözlerimde örtünmeye çalışan son yaprak düşerken kederle yere bahara açılan kapıydı uzaklardan zihnime dokunan zaman anılara vuruyor hülyalara dalmış bir kadın seyir benim seyrim değil! renk artığı çıkan buğu gözlerimi yakıyor bırakıyorum karartılara dalmayı çok uzaklarda bir gölgeye rastlıyor benliğim iki adım sonra bir düş vurgunuyla vuruluyorum kaldırımda yeşil ışık yanıyordu oysa... Bodrum/Mart/2014 Maide Özgüç |