Hanımefendi merhaba

Şöyle bir düşünüyorum da

İnternetin ve sosyal medya'nın gelişmesinin faydası büyük

Geçmiş devirlerde edebiyatımızda kadın şair kaç tanedir?

Hatta dünya edebiyatında bile erkek sultası görülmez mi?

Hem ataerkil düzenin zaafları hem kadınların sahip oldukları enerji ve potansiyeli fark etme ve harekete geçirmede ki yetersizlikleri dersem haksızlık mı ederim acaba?

Oysa şimdi teknoloji etkisini en çokta kadınlar yaşıyor belki de

Sesini duyurma noktasında etkinleştikleri muhakkak

Kuşkusuz daha iyisi de can sağlığı olmamalı

Yetinmek elindekini de yitirmeye dönüşebilir


Yine size bakıyorumda muhteşemsiniz değerli şairemiz, ecemiz

Yitip giden yüzyıllara meydan okuyan kadın şairlerimizi ne de güzel temsil ediyorsunuz

Şiirlerinize güller dökmeme ne gerek var

Sayfanız zaten gül bahçesi

Bana düşen saygıyla eğilmek yalnızca.

Yağmur ve rüzgar bugün günü kapmış ..ne güzel bir kombine olmuşlar.

Islattıktan sonra lacinin şiiri şimdi de rüzgarında dağıtıp dağıtıp kendimi toplattırmayan başka bir şiir daha çıkmış piyasaya.

Ah bu yüreği öpülesi şairler .

Gönülden tebrik ederim değerli eserinizi. .

Selam ve sevgiyle.

tebrikler şiire şairine
saygımla

sade ama güçlü bir anlatım,

şiirin en zor olanı ama en iyi olanıdır zannımca...

çokça tebriklerimle, nicelerine...

harflerin büyüsü diyelim..

ve farketmek
ve farkında olmak
ve farklı olmak



~~




Saygı ve selâm ile. Tebrik ederim.

Kendinden emin, yalpalasa da ve sorununu yüklenmiş ve çözümünü de biliyor kadın. Tema da güzeldi, anlatımda. Kutlarım.

Devrim Tülay şiirlerinde dile gelmeyen, ince bir sızı var...

Onun şiirlerinde aşk ve hüzün temleri, gittikçe kendi içine işleyen bir

yara gibi sessizce acıtıyor yürekleri...

Şair, şiirini çok ilerletmiş, onu oya işler gibi ,bir öykü kurgular gibi

kurguluyor .

Bunun için de sinema tekniğini kullanıyor:

Önce sıradan bir görüntü veriyor okura...

Ortalık süt-liman görünüyor...

"Rüzgar saçlarını yokluyor
Kadın gece kokuyordu
Akşam serinliği şehrin teninde ağırlarken efkarı
Düş kiralıyordu kadın, son metelik cebinde "

Dört dizede ne çok şey anlatıyor şair:

Hava durumu tamam.

"kadın gece kokuyor"

Vay vay vay...

İşte bu imge, biz erkeklerin tam olarak vakıf olamadığımız ,

hissedemediğimiz; dolayısıyla şiirlerimizde kullanmadığımız kadınsı bir

hali tasvir olsa gerek..."Kadın gece kokuyor..."Müthiş...Gece kokan

kadında aşk vardır, umut vardır, hayal vardır, olası mutluluklar için

hazırlıklar vardır gibi geliyor bana.

Sonra bu hali destekleyen düşsel öğeler vs.

Sahne tamam.

İkinci bentte:

Sardunyalar fısır fısır
Yüzlerine konan alaycı neşe
Kadın umarsız
Uzanmış hamakta boylu boyunca
Elleşmeseler, savrulsa bir kuytuya

Kadının rüzgârla hemdem olması, sardunyaların rüzgâr yüzünden fısır

fısır sesler çıkarması, "hamak" göstergesindeki konformist yaklaşımlar,

mekana arzulu bir hava katıyor.Kadın aşka hazır, kadın bir aşk kitabı,

okuyacak namıssız meydanda yok:))

Şair,"eşleşmeseler, savrulsa kuytuya" dizesiyle, (bilinçli mi bilmem

ama) dehşet bir şiir hilesine başvurmuş:

Ol hile şudur ki, özellikle Cahit Kulebi ve Ahmed Arif şiirinde

rastladığımız "olumsuzdan, yoktan "var" çağrışımı yaptırmak..."

Rahmetli Cahit Kulebi ,meşhur "Bebek" şiirinde:

"Benim doğduğum köylerde ceviz ağaçları yoktu
ben bu yüzden serinliğe hasretim öp biraz..."

derken, aslında yok dediği ceviz ağaçları, gözümüzün önünde olanca

görkemiyle canlanıyor.

Devrim Hanım ise:

"keşke eşleşmeselerdi rüzgâr ile kadın" (ki belki de sevgiliyi, adamı da

kastetmiş olabilir) derken , aslında onların ayrılmaz bir ikili olduklarını

hissettiriyor okura.

Amaaaa...

Şu son bent yok mu, müthişti yahu!


"Ve kadın
Aslında
Yalpalanıyordu bir şiirin eteklerinde
Tutunabilse harflerin parmak ucuna
Teker teker dökülecekti zehir
Müjdelense kutlu geliş
Belirse güneş
Ulu orta soyunacaktı şiir "

(Tabi bir de şair, "yalpalanıyor" eyleminin dönüşlü çatı eki "-n"

alamayacağını bilseymiş "pes"derdik.)


Nedensiz güzellikler açıklanmaz dostlar.

Kaya dibinde bir çiğdem görüntüsü bu bent.

Açıklarsak şiir soyunacak sanıyorum.

Vee ...Şapka çıkartıyorum şair, bu defa ciddiyim çok da pis kıskandım

bu şiiri, keşke ben yazsaydım, dedim....

Kutluyorum :))

Allah'a emanet ol cadu şair:))



Mehmet Binboğa

Eskişehir





Ferhat Keremgil. tarafından 1/16/2014 1:19:45 AM zamanında düzenlenmiştir.

Ulu orta soyunsa şiir kıyamet alameti sayılırdı. Zaten soyunamadığı için Flu, zaten ucunu kapatmaya meyillidir şair her daim.


Bütün ucu açık ayrılıklara gelsin bu şiir. Büyüksün üstadım.


Şiirin çok kısa, ama kelimeleri, cümleleri ve mısraları çok büyük.


Saklı dünyanda kaybolmamak için çok uğraştım; lakin fazla kasmadım kendimi. Çünkü şiir'inin cazibesi öyle büyüleyici ki, şiir soyunmadı fakat ben soyundum şiirine karşı. Üstelik çırılçıplak.


Tebriklerim çokça. Önünde saygı ile eğiliyor ve başarılarının devamını diliyorum.

Ve kadın
Aslında
Yalpalanıyordu bir şiirin eteklerinde
Tutunabilse harflerin parmak ucuna
Teker teker dökülecekti zehir
Müjdelense kutlu geliş
Belirse güneş
Ulu orta soyunacaktı şiir

tebrikler değerli şaire sevgilerimle..

Oldu bitti sevdim şiirlerini

bu bambaşka ve cesur, ve ve flu ismi ile ironik bir yaklaşım.

Kutlarım canım...

Şiir öyle güzel konuşmuş ki, okura sadece okumak kalmış.


Tebrik ederim Şairim.

Sevgi, özlem, aşk ve sevdanın
ifade edildiği anlamlı dizelerdi....
sizi ve değerli çalışmanızı kutlarım...
Emeğine yüreğine sağlık......
Başarınız daim kaleminiz tükenmez olsun.......
Selam saygı sizedir

Tebrikler. Güzel bir şiir, savruluş var içinde çok...