Şaşkınım
ara sıra, çok az,
kendiliğinden, hiçbir şeyden korkmadığım bir an geliyor. O an nerede olursam olayım, kendimi unutuyorum. ahhhh ne kadar güzel, derin derin nefes alıyorum. ne varlığım belli ne yokluğum. gözümden her bir şeyler siliniyor. Bütün korkularım uçtu. bir küçük an içinde yok oldular. Of oof ooof, ne hoş... Parasızlık, sorun değil. Malın mülkün, gelecek planların, kaygıların, hepsi kayboldu. Hayalimde kurduğum aşk da öyle, kayboldular kül olup da havaya savruldular Var mıyım? Yok muyum? Yoksa ben rüzgar mıyım? Ilık ılık esiyorum akıp gidiyorum. Hafifim. Hafif hafif esen rüzgarım Ah, nekadar hoşum. Bu hafifliğimle sarhoşum ve ne kadar boşum Bağırıyorum, bağırdığımı benden başka duyan yok. Mavi gökte, küçük beyaz bir bulutum ben. Uçuyorum sarhoşum, nereye uçtuğumu bilemeyecek kadar hoşum. Bırakıyorum kendimi boşluğa, rüzgara bırakıyorum kendimi Birden, Ahh ne oluyor? Bir güç durduruyor beni, gitmemi engelliyor. “Hey hey, ne oluyor? kim beni öyle tutan? Kendimi çarşının kalabalık bir caddesinde, tranvay duraklarına bakan kaldırımın kenarında buluyorum sonra... |