yolistasyona doğru yürürken omuzuma astığım çanta hiçte ağır değildi yavaş yavaş salllanarak yürüyordum yol kenarlarında ve bazı evlerin önlerinde bir de boş meydanlarda bulunan sahipsiz ağaçlar bahar çiçeklerini açmışlardı hafif hafif esen sabah yeliyle dalga dalga çarpıyordu kokular yüzüme bu kokuların arasında sarhoş gibi olmuştum bir hafiflik bir ağırlık geliyordu üstüme aylardan nisanın yirmidördü olmalıydı ara sıra yaşımı düşünüyordum mayısta onyedi yaşımı dolduracaktım moralim iyi sayılırdı iyiydi ama yine de tuhaf bir korku çarpıyordu içimi nedense... istasyona geldiğimde saat beşbuçuktu kalabalıktı... çanta ben bir de yol vardı artık... |