pencerende ışık
bardağımı doldurupta
içemediğim bir akşamdı sana geldiğim akşam beni karanlıklara bırakan bir akşamdı akşamdan sonra karanlıklar vardı senden sonra bir de yorgun beden yorgun ruhla senin sokağına geldim pencereyin karşısında durup da baktım önce bir ağırlık üstümdeydi anlamadığım hem eziliyor hem uçuyordum pencerende ışık vardı sevindim hafif bir ışık vuruyordu cama yürüdüm kapıya doğru ay ışığında aymıydı ışıtan yoksa ben mi öyle sanıyordum o hafifliğimle ağırlığımla yürüdüm kapıyı gülümseyerek açtın odan yasemin kokuyordu çayı içerken yudum yudum uzandım kanepeye öyle konuşuyorduk ben konuşmuyordum ama sen anlatıyordun başımı eğiyordum fakat anlamıyordum ben kendimi anlamıyordum kanepede uzanırken uyudum uyuduğumu sanıyorum fakat duyuyordum seni sesin çok uzaktan geliyordu oysa sen yakındın birden kalktım neden kalktığımı bilmeden kaltım çıktığımda karanlıktı her yer karla kaplı ve beyazdı soğuk bir sessizlik vardı gittiğim gitmediğim de belli değildi kafam boştu sokaklar gibi ve rahattı boşluğu seviyordum belki senide. |