Artık ne sevdiğim, nede unuttuğumsun ...
Taburcu oldu yüreğim,gönlünün dehlizlerinden,
artık ne içimde yarasın, nede ilacım, kötürüm hastalar gibi emekledim,süründüm eşiklerinden, artık ne yüreğimdesin, nede başımda tacım... İlhamı değilsin duygularımın, katilisin sen,mutluluk üzerine kurulmuş onca kurgularımın, yanağımdaki girdaplar şimdi kan hasatında, artık ne kanayan yaram’sın, nede dermanım ... İkiye ayırdım yalan ömrümü, diz çöküp, af dilensende vermem bir daha sana gönlümü, gözlerimin firari rengine astım bu aşkta ki en son sözümü, artık ne dilimden dökülen hecem’sin, nede yalnızlığa teslimiyet sancağı çektiğim gecem’sin ... Gözlerine artık körüm, kendimi yakamayacak kadar, yüreğimden her gece umutsuzluğa doğru bir katar kalkar, sözlerine dilim lâl, kendimle konuşamayacak kadar, artık ne nefesim’sin, nede heyecanlandığım heves’im Gülümsemelerim kırılır, yüzümün en ihtiyar yerinden, ağlarsam uzun ağlarım, öylesine içten, öylesine derinden, bozdum yemini, döndüm aşkımın seferinden, artık ne bedenimdeki cehennem ateşim’sin, nede kalbimde ki hâr hâr yanan kor ... Ben sende yoldan geçen bir yolcu, sen git bir an önce diye gözlerime bakan bir hancı, söylesene yâr , bunca severken bizde eksilen neydi ? Kolay geçermi sandın,çekip giderken bende bıraktığın derin sancı, artık gözü yaşlı satırlarımdasın, nede ateşe verdiğim kıyılarımdasın ... |