Kuyularda'ki yanılgılar
Evet ...!
’’Onlar vakti zamanları geldiğinde, benden uzaklaşırlardı ... Ve ben gidişlerine yarım yamalak el sallarken hep, beni bu dünya da terk etmeyecek tek kadının ’’Annem’’ olduğunu beynime kazırdım, her seferinde... Çünkü ne zaman biri çıkıp ta , Seni seviyorum, dese, bilirdim ki yine ruhumun annesiz bırakılacak, içimde yeşertmeye çalıştıkları tomurcuk, yine yüzünü güneş’e, sırtını bana dönecekti ... Duvar diplerinde yürüyen karıncalara anlamsız boş gözlerle bakar, kendime doğru yolculuğa çıkardım, kendi eksenim de kaybolurdum, yeniden ... Ne zaman kendimi bulsam, zulam da beyaz bir kağıt, elimde kırık bir kalem, ve bir kaç bin gözyaşı olurdu ... Ve ne zaman ben birini sevsem, onu şiir sanıp, hak etmediği halde beyaz kağıtlara yazardım ... Gözaltlarımın şişmiş kuyularından harf’ler çekerek, cümleler kurarak, daha önce hiç kitap okumasını sevmeyen adam’a, şiir ler yazdırdılar, kendilerini okudukları şiirlerim de , şizofren şair’in aşk’ı zannettiler ... ’’ Ama bilmediler asla; Yusuf’u kuyular da aradılar hep, oysa gözlerimde saklıydı, Züleyha’ya yangınlığım ... Rafet Türk |
Seni seviyorum, dese,
bilirdim ki yine ruhumun annesiz bırakılacak,
içimde yeşertmeye çalıştıkları tomurcuk, yine yüzünü güneş’e, sırtını bana dönecekti ...
:(
tebrik ederim dostumu ne güzeldi dizeler
dostça hep