KAÇAK..şehir,gece,ben... kauçuk kelimeler sesimin küflü harflerine yaslanın bir rehin ağlamayla geceyi nişan aldım kentin surlarına denizin üstünde duran arka plan resmin romatizma ağrılı renkleri dengesizce koşuyor eski liman üzeri paslı anılara şimdi vurgun son bir ihtimal , felç eder aşkı her yerimden hüzün taşıyor bir kadeh beyaza sokulmuş balıkçılar bir parça umut ve yalnızlıkla beni de alın zifiri acılara.. siyahlar topladığım şu kahrolası cümleler savaşında aklımın her bombalanmasında ve kurşuna dizilen şarkılar açılırken beynimin sularına kim bilir hangi ölü seyrediyordur bensiz umutlarımı korkunç bir kadın avazı salınıyor ruhumda nefesimi yırtarak koştuğum caddeler tuzak kanım kırmızısı renk veriyor durak aralarının karanlığına ve tıkanıp kalıyorum artık son virgülden sonra ben ve ardından üç nokta... hiç tanımadığım görsem susarak yanından geçeceğim duygular ceplerimden taşıyor ve karışıyor akıntılı maneviyatsız tövbelerime ellerimle kulaklarımı kapattığım vaktin saate göre Azrail anı duruyorum gölgelerin birikintisinde ağır bir pus kokusuyla kasılıyorum camekanlar buğulu yalnızlıkla öpüyor geceyi ve ben hala geceyi nişan aldığım kentin surlarını vurmuş değilim asfaltlar ağır ihmallerden sonra boğuyor kapalı rüyaları pencerelerde soğuk bir vurdumduymazlık birden eski bir anı uykuya dalıyor hatırımda ve birden gülümsüyorum üzerim kir pas unutkanlıkla... üzeri sağanak delilikler kentinde gecenin gündüze olan aşkıyla sarsılıyorum yani imkansız aşkın neresinden tutabilirim hangi kıyamete söylenir bu aklım dünyalar savaşı ve anlatamadığım bir hal gecenin vaziyeti hiç duymamış gibi görmezden geliyorum her şeyi cümle cümle bastırılsa da içime hayaller bir yolunu bulup kurtulmam lazım bu kasvetten neden özenle üzüyorlar beni neden bu kadar kısa devre yapıyor mevsimlerim küçük bir tabureye tüneyip dünyayı oradan seyredesim var düşlerim bin yıllık saklambaç gibi ve kent gece ben onun çocukları... hayallerin kentinde , gece oyun oynuyor bir adamla... |
gecenin gündüze olan aşkıyla sarsılıyorum
yani imkansız aşkın neresinden tutabilirim
hangi kıyamete söylenir bu
aklım dünyalar savaşı
ve anlatamadığım bir hal gecenin vaziyeti
hiç duymamış gibi görmezden geliyorum her şeyi
cümle cümle bastırılsa da içime hayaller
bir yolunu bulup kurtulmam lazım bu kasvetten
neden özenle üzüyorlar beni
neden bu kadar kısa devre yapıyor mevsimlerim
küçük bir tabureye tüneyip
dünyayı oradan seyredesim var
düşlerim bin yıllık saklambaç gibi
ve kent gece ben onun çocukları...
hayallerin kentinde , gece oyun oynuyor bir adamla...
delilikler kenti içimizde....