Azenya-1
Adınla şahadeti attım dinimden
Ezberine zamansız yakalandım bilesin Şimdi sen; ya iman ettiğin rabbe yolla beni duayla Ya da bırak, sevdanı iman sayayım yüreğime Bu akşam bir dilencinin avuçlarından izledim hayatı... Kimliksiz bir zamanı yürüdüm yokluğun çıplak adımlarıyla En sensiz yanlarımda biletsiz yolcu tedirginliği Sokaklar sevdim Kalplerinden sevda sızdıran güzelim cesetler Dilimden tarifin imkânsız ağıtlarını büyüttüm yalnızlığa Hasretti zamanın ihtilali Ve ölüm!Her aşkın ortak lehçesi Adıma vurduğun sevda kadardı susuşum Her düş gerçeğe binlerce acı barikatladı gözlerinden Kanlı bir sevda savaşıydı artık bu gökyüzü ve toprakla Susun pusa karıştığı bir çığlıktı aranan... Yankısız! Suyun ve ateşin dilini aynı anda konuşmak Eski bir hayatı güneşte ısıtıp yeniden yaşamaktı Suretimde başka sen kalmayıncaya dek Ben seni nerenden öptüysem orası başkenti oldu ölümün Ayrılıktan bozma nakaratlarınla yağmalandım durdum dudaklarında Yankılar biriktirdim kulaklarımda Sessizliğin ardı Lanet olası bir acı Soluk benizli istilalarla boğuştu gözlerimin siyahı her şafak Teninde kapanan yaralar bedenimde seni kanattı durmadan Sınırsız uzaklığıma yıkılmış şehirler sürgün ettin ihtimallerinle Ellerin sevdamın en çocuk haline bile bir günah kadar yabancı durdu Gözlerimde bulutlarından çizilmiş suluboya bir resim Yokluğun göz yaşı koktuğunu ben seninle gördüm Zamanı gün hızıyla takvimlerken ömür,zamansız yakalandım hayata Yasadışı hüzünlerim bir de Kabullenilmiş bir ayrılık oldum Yarına dün Sonun başlangıcı sonuç yazmaya çalıştığı bir sonbahar Sahte ve yorgun bir tebessüm gibi eğreti durdun yüzümde hep Oysa yürüdüğümüz yol bile aynıydı Bir adım ilerisi veya gerisiydi bütün yorgunluklar Sen aşka sevdalıydın ,ben sana hasret Her başlangıç bir son ,her beşik bir cinayet... |
"Yokluğun göz yaşı koktuğunu ben seninle gördüm"
ne kadar tanıdık bir acı...
ve ne tuhaf
uzak, çok uzak bir cümlenin yağmurlarına gitmek için
pasaportta gerekmiyor
tebriğim
saygımla