Hayatın Kıyametidir YalnızlıkZamanın evinde korkarak dolaşır yalnızlık Ve her an düşecekmiş gibi sıkıca tutunur hayata Ürkek ve tedirgindir yüreği Ne meret şeydir o, iyi bilir yaşayan İnin-cinin top attığı odalarda, Karanlığın nefesidir sadece duyulan Bir de yalnızlığın ayak sesi, akılda kalan… Susuzluktan ölmek gibi bir şeydir o Eksi bakiye veren hesap misali düşündürür insanı Arşınlarken koridoru boydan boya Arkandan uzanan bir el varmışcasına Garip bir korku sarar içini Soğuk terler dökersin Odalara güneş düşse bile Kendini zindanda sanır, üşürsün… Senden başka, Bir sen daha yoktur hayatın içinde Ses olsun diye musluğu açarsın Su sesi, insan sesi fark etmez der geçersin Pınarından suyu boşluğa akıtırsın Gözlerinde bulut yağmur yağdı sanır, sevinirsin!.. Ne kuş cıvıltısı, ne bir öksürük sesi Ağızdaki sakızın patlayan balon sesi ürkütür seni Geceyi tutuşturur yakarsın Yalnızlığın gözlerinde büyüdükçe büyürsün Sessizliğin içinde simsiyah olur ışığın Geceye hazırlıktır bu der, susarsın… Karanlıkta çırılçıplak olur düşlerin Sabaha bilet almak için Gecenin bir ucundan sıraya girer beklersin Islak ve nemlidir yalnızlığın zincirlenmiş elleri Umutların allak-bullak olur, kıvranırsın… Tek başınalıklar boğar seni Ölmek istersin beceremezsin Fırtınalı hayatlar geçer kapının önünden Yeni günler eklenir yalnızlığın ucuna Bitimsizdir artık zaman Aklında kalan yalnızlık ve gölgen… Rukiye Çelik 26 Aralık 2013/ANKARA |