Miadı Doldu Artık...
Her soluksuz kalışım
İzdüşümüdür kırık dallarımın. Bir çiçek, bir çiçek daha, Bak, solup gitti avuçlarımda. Nasıl mihenk taşı ise Yeşil, tabiatın; Mavi idi rengi Görmeyi çoktan unuttuğum Pırıltıların. Küf kokuyor Tüm kırılganlıklarım. Ve mistik bir dünyanın Saltanatını sürerken İronik hayaller uçuşmakta Adeta kapılmışçasına İmkansızlığın kıskacına. Yokluğunda mutluluğun, Nazire etmekte hüzün Belki de peri padişahının emrinde Tüm ameller. Sorular yersiz, Ola ki cevaplar belirsiz. Niyetler nöbette, Çoktan hükme vardı gönül Sevginin eşliğinde. Küçük bir tebessüm yüzlerde, Daha ne ister insan, Var mı bundan büyük ihsan. Zamanı geldi işte, Pırıl pırıl gökyüzü, Bir gün bir gün daha; Miadı artık doldu Kefaretini ödeyen hüznün. |