Bir çam ağacı yakamoz dalgasında Gölgesi düşer saçlarıma Titreşir semada son pırıltı Sen hiç gökkuşağından atladın mı hey çocuk!
Her yağan yağmurun ardından atlardık eskiden Keder nedir bilmezdik Dizlerimize kadar sıvayıp geçerdik nehirden Renkli hayaller bulvarına giderdik Sonat kokan bahçelerden geçer Lavanta kokulu dallardan yeni hayaller toplardık Sonra ıslanırdık pembe yağmurların altında Annemiz kızardı her gün ıslanmış çoraplarımıza Hasta olmazdık biz çocuk
Dağlar bayırlar bizimdi o zamanlar Ve tüm kırlar bize hizmet ederdi onca büyük olsa da Küçücük güzelliklere sevinirken Büyük umutların üzerinden atlardık Dallarının en yükseğine çıksak da kızmazdı çitlembik ağacı
Mavi uçurtmanın kuyruğuna takılabiyorduk mesela Ve onunla uçuyorduk adını bilmediğimiz diyarlara
Tek gözlü korsanlar, Koca koca devlerle vuruşuyorduk kazdığımız siperlerde Ne yorgunluk ne yenilgi vardı bu savaşta Biz gülüyorduk çocuk! Çok gülüyorduk hemde Kararan gökyüzüne bakıp ağlıyorduk oyunun bitmemesine Biz oynuyorduk ve oynarkende kaybolurduk dünyamızda Tahtadan atlarımızla koşuyorduk delice Düş bahçelerimiz istila edilmemişti henüz Biz Gerçek zamanların cennetini yaşadık çocuk Gökkuşağından çok atladık Araba direksiyonu çeviren bu eller çemberde çevirdi bir zamanlar Ve ağladı Balonunun patlamasına Kendi anlattığımız masallara ilk biz inandık çocuk! Şimdi daralan boşluklara bakıp ağlıyoruz Saklı cennetin çocukları için gözyaşlarımızı içimize akıtıyoruz Güzel zamanlardı ama Biz gökkuşağını koruyamadık Kayboldu göğün yüzünde
Şimdi küçücük sınırlı dünyalarımıza sığmayan çapta Büyük düşünceleri bıraktık geride. Ve gökkuşağından atlayamayan çocuklara üzülüyoruz Tüm samimiyetimizle
Masallara inan çocuk çünkü onlar gökyüzü kadar mavidir!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Saklı cennetin çocukları şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Saklı cennetin çocukları şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Değerli eserinizi beğenerek okudum. Tek kelimeyle mükmmel olmuş ============ =========================
Bir çam ağacı yakamoz dalgasında Gölgesi düşer saçlarıma Titreşir semada son pırıltı Sen hiç gökkuşağından atladın mı hey çocuk!
Her yağan yağmurun ardından atlardık eskiden Keder nedir bilmezdik Dizlerimize kadar sıvayıp geçerdik nehirden Renkli hayaller bulvarına giderdik Sonat kokan bahçelerden geçer Lavanta kokulu dallardan yeni hayaller toplardık Sonra ıslanırdık pembe yağmurların altında Annemiz kızardı her gün ıslanmış çoraplarımıza Hasta olmazdık biz çocuk
Çocukların dünyası her zaman mavidir.Cennet gülüşlü çocuklar .Bizim çocukluğumuzdaki gibi çok eğlenemiyorlar şimdi çocuklar.Apartman hayatına hapsolmuş bir çocukluk internet başından ayrılmayan büyüklerin dünyasında ''anne parka gidelim'' sözcükleri boşlukta asılı kalan zamanımızın çocukları.Çok güzeldi içimdeki çocuğa dokunan her satır.. Yüreğinize sağlık.Sevgiyle kalın.
çizilmiş bütün sınırlara rağmen, şiirler yeni bir hayat belirler o masal çocuklarına ve ellerindeki meşaleyle sabaha erişecek her düşün kanatlanabileceğini ve özgür bir dünyaya sınırsız resimler çizilebileceğini öğretir yeniden.. aynı bu şiirde olduğu gibi..
-mükemmel bir şiirdi.. kutluyor, saygılar sunuyorum..
Yüreğinizin sesini mükemmel yansıtmış sınız Duygular berrak ve satır geçişleri mükemmel ve yürek sesi özgürce dizelere dökülmüş, kutlarım.Mutluluk ve sağlık dileklerimle... Selam ve saygılar...
Güzel bir masala sürükler bizi çocuk... Tıpkı Yılmaz Güney'in "Umutsuzlar" filminde ki gibi. "Ben buna mecburum Ciğdem" dediği gibi bizde çocukluğa her zaman her zaman mecburuz...
ve şiir ve müziği ile neler düşletti fakir yüreğimize neler geldi geçti kirpik uçlarımızdan ay ışığında üzüm yolduk bağlardan kocaman bir karpuz kopardık tefeğinden mısır közledik odun ateşi üstünde ve hiç büyüyesimiz gelmedi ki atlayamadık gökkuşağından ve büyüdük bir torna tezgagından koynumuza düşen demirin talaşı ile.... ve şiir ve müzik ve şair sonsuz teşekkürler yaşattıkların için
Şimdi küçücük sınırlı dünyalarımıza sığmayan çapta Büyük düşünceleri bıraktık geride. Ve gökkuşağından atlayamayan çocuklara üzülüyoruz Tüm samimiyetimizle
Masallara inan çocuk çünkü onlar gökyüzü kadar mavidir!
Bir çam ağacı yakamoz dalgasında Gölgesi düşer saçlarıma Titreşir semada son pırıltı Sen hiç gökkuşağından atladın mı hey çocuk!
Her yağan yağmurun ardından atlardık eskiden Keder nedir bilmezdik Dizlerimize kadar sıvayıp geçerdik nehirden Renkli hayaller bulvarına giderdik Sonat kokan bahçelerden geçer Lavanta kokulu dallardan yeni hayaller toplardık Sonra ıslanırdık pembe yağmurların altında Annemiz kızardı her gün ıslanmış çoraplarımıza Hasta olmazdık biz çocuk
Dağlar bayırlar bizimdi o zamanlar Ve tüm kırlar bize hizmet ederdi onca büyük olsa da Küçücük güzelliklere sevinirken Büyük umutların üzerinden atlardık Dallarının en yükseğine çıksak da kızmazdı çitlembik ağacı
Mavi uçurtmanın kuyruğuna takılabiyorduk mesela Ve onunla uçuyorduk adını bilmediğimiz diyarlara
Tek gözlü korsanlar, Koca koca devlerle vuruşuyorduk kazdığımız siperlerde Ne yorgunluk ne yenilgi vardı bu savaşta Biz gülüyorduk çocuk! Çok gülüyorduk hemde Kararan gökyüzüne bakıp ağlıyorduk oyunun bitmemesine Biz oynuyorduk ve oynarkende kaybolurduk dünyamızda Tahtadan atlarımızla koşuyorduk delice Düş bahçelerimiz istila edilmemişti henüz Biz Gerçek zamanların cennetini yaşadık çocuk Gökkuşağından çok atladık Araba direksiyonu çeviren bu eller çemberde çevirdi bir zamanlar Ve ağladı Balonunun patlamasına Kendi anlattığımız masallara ilk biz inandık çocuk! Şimdi daralan boşluklara bakıp ağlıyoruz Saklı cennetin çocukları için gözyaşlarımızı içimize akıtıyoruz Güzel zamanlardı ama Biz gökkuşağını koruyamadık Kayboldu göğün yüzünde
Şimdi küçücük sınırlı dünyalarımıza sığmayan çapta Büyük düşünceleri bıraktık geride. Ve gökkuşağından atlayamayan çocuklara üzülüyoruz Tüm samimiyetimizle
Masallara inan çocuk çünkü onlar gökyüzü kadar mavidir!
Maide Yılmaz Özgüç
Ne güzel dizeler, eskinin her şeyi güzeldi sade temiz aynı zamanda dürüstlükte vardı.Aramaz mı insan, hiç olmazsa eskiyi yad eden bu güzel şiirlerle teselli edelim kendimizi şairemizi ve güzel şiirini kutluyorum.Puanım tam.Yunus diyarından selamlar.
Büyüdükçe her insan , çocukken etkilendiği masallarda yola çıkarak , kendisine hayalleriyle bir masal dünyası yaratmaya çalışıyor adeta. Hayalleri birer masal oluyor kuruldukça. Kaf dağı kimilerinin hayal kumanyası içinde, zümrüdü anka bazı hayallerin fenomeni
“Sen hiç gökkuşağının altından atladın mı ey çocuk !” Gökkuşağı çocukluğunu hatırlamaz bazıları belki ama Bulaşabilir bu tür yaşanmışlıklar, bu şekil etkin anlatılınca Renkler serpilir gökkuşağından kişi üzerine sessiz duyguyla Başka “Benler” canlanır zamanın sisleri arasından usulca Ve sığınılır koşa koşa/çocuklukların düş varlıklarına…..
O zaman ki çocukluklar her şeyi sahiplenirmiş Körpe günler sanki pembe bir masal gibiymiş “Dağlar bayırlar o zamanlar hep sizinmiş” “Islanırmışsınız pembe yağmurların altında” Eğer sorulacak olunursa, Yaşam sizin gözünüz de minicik bir dünya ! Dünya dahi eziliyormuş “O zamanlar” yumru yüreğiniz altında Orhan Veli merhumu gibi güzel bir laf etmişsiniz orada, “Anka” Kuşuna binmiş , “Masalsı” bir şiirle merak giderilmiş Ve “Çocuk gönlüm kaygılardan azade” deyip, doğru “Kaf Dağına” gidilmiş…
Ta gökkuşağı diyarına dek atlayıp gidermişsiniz o çocuk yüreğinizle ”Islak pembe yağmurların altında” Islanırmış minik çoraplarınız, kızarmış anneniz sonun da size Tek endişesi annenizin öksürmemenizdir elbette. Ama yetmezmiş çocuk gönlünüze, Dallardan topladığınız “Lavanta kokulu hayaller’ de…”
“Tek gözlü korsanlar” emrinize her an amadeler “Koca koca devler” Sizin gölgenizde, hepsi sizin emrinizdeler Unutulmamalıdır ki, “Gökkuşağı çocukları” mucizelerle bile alay ederler Üstelik “Ne yorulurlar, ne yenilirler…” “Mavi uçurmaların kuyruğuna takılıp” İstedikleri an “Kaf Dağı’nın” yolunu kendilerine en yakın yol ederler…..
Sahici At’lar konuşamazlar ama, Gökkuşağı çocukları çok rahat konuşurlar “Tahta Atlar’la” Zaten “ Tahta Atlar ” konuşmak için hiç gayret sarf etmezler Çocuklar “Tahta Atlar’ların” yerine de Sorulu cevaplı olarak hem de severek konuşurlar İşte öyle bir şeydir “Gökkuşağı “ altında ki yaşamlar….
“ Şimdi küçücük sınırlı dünyalarımıza sığmayan çapta büyük düşünceleri bıraktık geride. Ve gökkuşağından atlayamayan çocuklara üzülüyoruz tüm samimiyetimizle…” Tıpkı Kemalettin Tuğcu’nun o romanın da ki gibi, O zamandan bu zamana sorunlar yerinden hiç kıpırdamamışlar sanki “Köprüaltı Çocukları’nın” hala da değişmemiş kaderleri Kaldırım Çocukları ise, o sınıftaki yaraların en irinlisi ! Şimdiyse “Gökkuşağı” kimi çocuklardan öylesine uzaklarda ki, Zamanın ölümcül çarkı insanların yüreklerini ağzına getirmekle yetinmedi Hayat “Gökkuşağı Çocukluğunu da” müthiş bir iştahla yiyip bitirdi ! Artık hayatın her dilimine “ÇOCUK ADAMLAR” hücüm etti !!!...
Ne güzel bir iç sorgulamaydı duyguların bütünü ! “Gökkuşağını” hiç tanımayanlar tabi ki buna üzülürdü Kimler tanıyor ise “Gökkuşağını” talih yüzüne gülmüştü Ama anladığıma göre sadece talih gülmüştü Hatırladığı için “ÇOCUK ADAMLARIN” bulanık yüzünü Aslında “O” gülmüyor, asla da gülemiyordu Lakin yüreği bundan ötürü çok üzgündü !!!...
Kutluyoruz gayet tabi ki, Bu çok anlamlı şiir için yürekten sizi !!!.....
aslında tam olarak istila edilmedi belki de sadece eskisi gibi hayal kurmayı unuttuk bir uçurtmanın ardında koşarken çok çabuk büyüdük büyürken bazı şeyleri öğrendik veya öğrenemedik öğrendiğimiz tüm dersleri geçtik ama diğerleri geçemediklerimiz habire habire önümüze konup durdu, duruyor işte belki o esna da gökkuşağını kaybettik tam bilemiyorum ama şu bir gerçek ki geçen zamana gülümseyebilmek güzel sadece şu anın olduğunu varsayınca evet hayal sağanağına kapılabiliniyor bazen onlar çok uzaktan gülümsüyor artık çok teşekkür ederim esenlikler dileğiyle saygılar
Şimdi küçücük sınırlı dünyalarımıza sığmayan çapta Büyük düşünceleri bıraktık geride. Ve gökkuşağından atlayamayan çocuklara üzülüyoruz Tüm samimiyetimizle
Masallara inan çocuk çünkü onlar gökyüzü kadar mavidir!
mükemmel yüreğinize gönlünüze sağlık selam ve saygılar
Bu şiirle çobanlık yaptıgım zamanlara daglara taşlara yamurlara gittim gökkuşanın altından geçince dilegimiz olacagına inardık her gökkuşa çiktıgında atìnda geçek diye koşardık ona dogru çocukken sokakta oynardık gece yarılarına kadar
şimdiyse nerde tek oyu yeri int kutlarım şiirini şairim :)
Çünkü avunabileceğimiz tek gerçek masallar kaldı çocuk..Onu da vurmaları an meselesidir.Çünkü biz büyüdük çocuk ... Eskiden evet yağmur yağardı biz atlardık..Şimdiki kadar sel olmazdı belki de arap kızları camdan bakmazdı bu kadar ürkütücü..
Ve onunla uçuyorduk adını bilmediğimiz diyarlara
Hayal dünyamızda ne kadar mutluyduk oysa neden büyüdük ki sanki...Tebrikler seçkiye değer şiire şaire..Çok sevgiler...