Şehrin kalp atışında bir hayal kuruyor gözlerim Bilmediği düşlere sığınıyor tenha sokakta bedenim Gölgelere dokunan ellerim afrika Yüzüme üfleyen rüzgar memleketim kokuyor hala ...
Başımda alegorik bir düş Bedenim sessizliğin içinde bir ütopya Ellerim toprağın kokusunu basıyor bağrına Saçlarım denize dalıyor dalga dalga Eziliyorum meçhul bir çığlıkta Her nefeste saplanıyor içime yalnızlık -Kuru ayazlarla sokuluyor uykularıma tek başınalık Ve taze bir bahar gibi yaklaşıp kanatıyor kalleşce- . . .
Acı bir tren çığlığı bölüyor uykumu yarıda Kimliğimi alıyor gece gözlü kerberos kuytuda Kapkara saçları, kirli elleri, zifiriye çalan teniyle Teslim ediyorum oracıkta son suretimi Avazım çıktığı kadar bağırabilirdim oysa Susup korkaklığa sığınıyorum cesurca Namertsin diyor içimde ki kadın Korkmuyor gece gözlü gölgelerden Savrulurken ölümün nefesi Teğet geçen çelmeler takıyor bedenime Sarsılıyor bir sevda türküsüne dokunan yazgım Ağlıyor en içli sesiyle Kaç zamanı daha savuracağım takvimden Kimliksiz kalan yanımla
Oysa yusufçuklar havalanırdı göğümde Ve uçardı mavi kuyruklu uçurtmalar Ben tüm kanayan düşlerimi sarardım Gölgemle uçup bir güvercinin kanadında Şehrin sokaklarında varırdım sabaha Ve o kestane ağacının altını severdi en çok Ben ıslak sahilde martılara simit atmayı
Yılanların uykusunda uyanırdım mavi bir zamanda Ve ufuklara sokulurdum gün ışığı eşliğinde Karartma sancılıydı kumsal Denizin kokusu sarardı havayı Ve çığlıkları yankılanırdı martıların Pusların arasına saklanıp bakardım Henüz doğmadığım yosun kokulu sabaha
Ah gecenin içine hapsolan inci taneli sesim nerdesin? Aradığım tüm kuytularda kaybolan zerresin Koca evreni dolaştım bir rüyada Yoktu alın terim henüz yaşadığım zamanda Kuytular daraldı -Sığamadığım masallara hapsoldum- Hangi coğrafyanın ekseninde kaldıysa göbek bağım Coşkusu yiten yanımla orada ağlardım Sabah kanatlanıp koşarken önümde Bağırıyordum en yüksek sesimle
Hadi bir yağmur daha indir gözlerime Ve ört tüm bulutları üzerime Kat biraz daha zehrinden eksenime Yılkıların peşi sıra koşar nefesim, Okşar yüzümü damlalar gülümserim ay ışığına Her nöbette yeniden dirilen sessizliğimi örter Kaybolurum kendimde
Hoyrat edalara kapılıp yalpalayan ruhum Bir tragedya oynuyor sahnede Ve kaybedilmiş zamanlara ağlıyor kadın Şahin bakışlı horus izliyor uzaktan
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sığamadığım masallar şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sığamadığım masallar şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Her rüya, Gündüzden gebedir gece yarısı uykularına Gezgincidirler hatta, Onlar gündüzden çıkarlar yola Şifre şifre dağılırlar sonra , Gecenin zifir serpintili ve gizemli sokaklarına Şişeler dolusu ”Hayır ve Şer” dolarken ruhlara Gönül ister ki o siyah köpüklü görünmez içkiden, Her zaman bir insanın hayatına “Hayırlar” dolup taşa !...
“ Ah gecenin içine hapsolan inci taneli sesim nerdesin? Aradığım tüm kuytularda kaybolan zerresin Koca evreni dolaştım bir rüyada Yoktu alın terim henüz yaşadığım zamanda….” Duygularda mahşeri bir kalabalık vardı Her deyim bir birbirinin vücuduna sımsıkı sarılmışlardı Yeni kelimeler türüyordu yapıştıkları için birbirlerine O kez yeni anlamlar zirve yapıyordu mayhoşsu zihinler de ! Sonra da avaz avaz bağırmaya başlıyorlardı artık Gelince bir araya, yürek, duygu ve mantık…
Doğurgan imgeler habire akıllara saldırıyordu ! Duygu dünyası yeni sahnelere tanık oluyordu Yürekler dolup taşıyor,ama söz hiç bitmiyordu Bittiği yerde anlamlar dört nala hıza yeni başlıyordu…
“ Her nefeste saplanıyor içime yalnızlık -Kuru ayazlarla sokuluyor uykularıma tek başınalık - Ve taze bir bahar gibi yaklaşıp kanatıyor kalleşce…..” Sarhoş imgeler dolaşıyordu satır sokaklarının gizemli köşelerinde Derin bir alkol bulaşığı vardı anlamların gözle görünmeyen temelinde Yoktu “Sus’maktan” başka bir çare, Şiirin dehlizlerine giden anlam adresleri senden istenince. Susacaksın diyordu uzaklarda bir ses sana gizlice, Ne diyebilirdin ki sen susmasan bile, Almış başını gidiyordu imgeler hiç yüzme bilmediğin denizlere !..
“Susup korkaklığa sığınıyorum cesurca…” İmgeler meydan savaşı başlamıştı yürek vatanında Kara kalem, Bir kılıç gibi sallanıyordu satırların yumşak bağrına Deyimselliklerini şaklatıyordu şair tüm ruhlara Okuyucunun alnından girip zıplıyordu aklına !.. Hücüm ediyordu aklının yakasına…
“ Alkışlamayın beni nolur alkışlamayın! Uyanmasın gölgeler…” Bazen insanın içinde yepyeni güzellikler dünyaya gelir Ruh ise bundan endişelenir, Her an elinden uçup gidecek gibi hissedebilir “Gögeler” sessizlik cinnetinin beyaz bir resmidir Öylesi çok şekilli duyguları sana sevdirir…
“ Esmer tenli, buğday benizli rüzgarların önüne atın kavrulsun tenim ayazda…..” Kavrularak dirilmek !... “Esmer tenli, buğday benizli” Rüzgarları kendine “Cellat” edinmek İnsandan insana dönüşmek “Ayaz’da” Ve benzerlerinden istisna !... Tüm masum arzulara Merhaba !!!...
Bol şekerli duygular varken içinde Şiir dolu bir fincan kahve Daha değişik tat bırakabiliyor kişi yüreğinde ! O çok şekerli kahvenin muhabeti içinde İmgeler ise özel bir yerde, Kasıla kasıla oturuyorlardı gözlerimizin önünde Saklanmamışlardı bu kez hiç biri kıyı köşeye Hepsi de, Cümlelerin en çarpıcı flaş yerine !...
"Sığamadığım masallar..." Romanlara sığar insanlar Destanlara da sığarlar Korkma ? Yalnız değilsiniz siz o ayaz da Daha niceleri var ki, Sığmaz sizin gibi masallara ? Görünürler nereden bakılsa ! Ölüm uğramaz hiç oralara !!!...
Selam ve, Tebrikler olsun bitmeyen senfoninize size !!!...
Onatça tarafından 12/19/2013 2:45:08 PM zamanında düzenlenmiştir.
Onatça tarafından 12/19/2013 2:48:55 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ne yapabilirim ki, Sadece devede kulak gibi kalır, en uzun anlatmak bile sizi ? Özel bir ruhu ne kadar anlatırsan anlat sonu gelmez ki… Çünkü o çok özel bir şair kişi !... İçiniz dopdolu şiir cevheri !!! İçiniz deya,dışınız derya olmuş, Yaza yaza kendi ruh güzelliğinizi ! Zengin ruhlu, Ve zengin yürekli ! İçinizdeki dünyanın dağı taşı hep şiir sanki ? Siz, siz gibi sizsiniz yani ? Dışı “Maide” Öz/ü/güç’lü !... Sadece “Hayırlı Geceler” rahatsız etsin sizi !!!...
teşekkürler ediyorum öncelikle bu güzel ve değerli yorumunuz için evet sığamayan yanımız aslında sadece masala değil önümüzde uzanıp giden hiç bir şeye sığamıyor veya sığınamıyor Sığınamamanın ardındaki tüm karanlıklar belki geceye hizmet ediyor ancak yinede gece ve gölgelerin bir güzelliği var bize eşlik edebiliyor ve bunca damarımıza basarak bu şiirlerin günışığına çıkmasına yardımcı olabiliyorlar birde şu varki ayışığını geceyi gölgeleri anlatmayı seviyorum yoksa ben karamsar biri sayılmam reiki masterim aynı zamanda ki yakışmaz buna :D bunlardışında anlatacak şeyin yok mu derseniz var tabi ve bunun dışında yazmışlığım da oluyor ama geceyi anlatmak çok fantastik bence bunu seviyorum en çok çok çokk teşekkürler ediyorum bu güzel yoruma esenlikle güzellikle,,,
Bazen gelir inci tanesi bir ses akar sessizce içimize, duyamaz ve göremez kimse bizim sessiz çığlıklarımız sebebiyle. Bir Martı'nın kanadına koyarız usulca ve bekleriz de aynılaşmayı usulca. Ama olmaz işte olamaz...farkındayızdır sahiplenişini gölgelerin, onlar çıkaracaktır aslolan ışığımızı ve sığamayız masallara; anlarız değildir yerimiz kestane ağacının altı...
Islak sahil, elde simit yürünür martıların yanı; şemsiyemiz yok ve üstümüzde mutluluk sağanağı ardından gökkuşağı...
Tüm masallar insan gönlüne sığat ama bi insan masallara sığmaz çünkü masallar insanı değil insanlar masalları anlatılar her anımız bir masal değilmi çok güzel bir anlatımdı emeğine yüreğine sağlık tebrik ederim Selam ve dua ile kalın
Hadi bir yağmur daha indir gözlerime Ve ört tüm bulutları üzerime Kat biraz daha zehrinden eksenime Yılkıların peşi sıra koşar nefesim, Okşar yüzümü damlalar gülümserim ay ışığına Her nöbette yeniden dirilen sessizliğimi örter Kaybolurum kendimde
Hoyrat edalara kapılıp yalpalayan ruhum Bir tragedya oynuyor sahnede Ve kaybedilmiş zamanlara ağlıyor kadın Şahin bakışlı horus izliyor uzaktan
Kaleminiz daim olsun selam ve dua ile kalın saygılar.
Şehrin kalp atışında bir hayal kuruyor gözlerim Bilmediği düşlere sığınıyor tenha sokakta bedenim Gölgelere dokunan ellerim afrika Yüzüme üfleyen rüzgar memleketim kokuyor hala
her iki usta yüreğe saygılar.