KIŞ ÖLÜSÜBuzdan kırlangıçlar gördüm en son rüyamda şehrin kötü çocukları siyah bir bantla kapattılar gözlerimi geceye sufle ver Lila dedim- kesti saçlarını Monaliza İki kuş ölüsü kalmıştı güzden - kara gömdüm sarı bir ağıtla uzak seslerden sulara atılan yüzümdü / gelseydim avuçlarında zemheriye güneş düşürmekti ahtım Çalı bir gülün tanrısıyken kalbine sızdım tuzdum siyaha bürünmüş raşe kayadan kum rüzgardan tufan çaldım Bilinmezlik içinde kurgulandı iki kelime yazısız taşlarda mihenk ve toprak dediğim yanlış okundu adım - ökselendim Hiç bir günceye sığmadın ya parmaksız el gibi mesala/ soyut Ekinoks’u kara kışa bırakılmış bahar gibisin/ kendime diyorum Bir kış masalından büyüdü Nazlı hüzün saçları kendinden kınalı - yani beyazın solmuş hali aslında üçe bölmüştük dünyayı - su safir sadom Hayat çalmaya gidelim şimdi cehenneme biraz ateş biraz katran biraz aşk yeniden yarartalım var olmayı /gen etiği yanmış insanın Şimdi gidiyorum bir şiiri kutsamaya ay vakti tuza yatırlımış sevdalardan çıkarıp geceyi Aynı düşe yatmaya/ yol yağmur bulut Usta neden parmakları üşür en çok hasretin neden kütüdür fanzinleri insanın şiirle yıkanmalı her ruh üç vakte kadar siyah beyazın kirlenmiş haliyse eğer... CC_ |
bu yalnızlık
bizi alır içine
ve derki;
hasrettir bu üşür parmakları gidenin...
..
dua ile abim...