SÜPTİL KURGUUs evimdeyim naletlenmiş yarasalar geçiyor ayın önünde alçıdan çıkarıyorum kalbimi gözlerin ülkem deyince İz süren şeytan taslakları çiziliyor avuçlarımıza bismillahı bozulan tiranlar ölü sevici bir küfürle gelip duruyor sokağımıza cesetten gülüşleriyle çürümüş fosilllerden kentler kuruyorlar gülüyoruz ikimizde/ üflesek yıkılacaklar Çürük dişe giden dil gibi acı ve tortu sapağını yitirmiş yol kadar şizofren yani kanına küf karışanlar.... İşte tam burda sana bir gül veriyorum Lila yediye kadar sayıp yedi renk yedisiden yetmişine kadar sevgiye kurgulanmış ömrümle Tırnaklarımızla güneşi kanattık seninle zemheride putlardan geçtik devrik aşklardan hipnoz edilmiş masallardan geçtik bıçak sırtı döngülerde kurduk kavmimizi Bir şiir kadar güzelsin demiştim sana külden gül devşiren kallbinle ne kadar da öznesin cennete Şimdi bir mum ışığında ellerin peri tozu serperken karanlığa bir ateş böceği olmak vardı yangıllarda pervanelerle döne döne pencenden ve gözlerinden mülteci bir ruh gibi sızmak senliğine şimdi yüzünü çizdim de geceye ah ne güzel betimleme... |
nalet
Lanet.
Türkiye Türkçesi Ağızları Sözlüğü