M E K T U PMektubunda sormuşsun; “Nasılsın? Oralar da ne var, ne yok” diye. Onca yıldan sonra yazmışsın; yine de sağ ol. Yıllar var ki ne bir mektup yazdım, Ne de vefa sunan bir mektup aldım. Bu mektubundan sonra, Geçmiş günler hatırına Eski semtinize, mahallenize uğradım. Hani içinde sabah – akşam oynadığımız Bahçeli o ev vardı ya, şimdiler de yok. Arsasında kocaman bir apartman, var, Zorlanarak saydım, tam yirmi katlı, Gök yüzünün maviliğini tırmalayan. Hani banklarına oturduğumuz O güzelim park vardı ya; şimdiler de yok. Biliyorum sen yine de soracaksın; “ne oldu” diye, Sormasan daha iyi dost rüğzgarım!... Bir bölümünde on katlı aveme’nin, Diğer yarısında da dört minareli bir caminin Yükseldiğini nasıl anlatabilirim ben sana. Hani yol boyunca sıralı, göklere uzanan, Anadolu kavaklarımız vardı, Her rüzgar esişinde parlak yaprakları ipildeyen Ve de tüm insanları selamlayan kavaklarımız!... Şimdilerde hiç birisi yok, kıyıma kurban olmuşlar. O yüzden isyanlarda meltemler, rüzgarlar Tüm füsunkarlıklar bitip tükendi, Sen ve senin vefasızlığın gibi Deli rügarların füsunkar gülü!... Bizim buralara uğramaz oldular. Senin gibi. KEMAL POLAT 02 .12. 2013. |