Bana Aşkını FısıldaUzanmasın ellerim yâr, ne çıkar? Dol zifir karası gecelerime. Kehkeşanım,ışığım ol Huzme huzme… Köz sarmış yaralarıma merhem; Uykum,sevincim ol sensizliğime. Çal bir Ankara havası; Türküm ol Aşkın varoşlarında Eşkıya kılıklı med/cezirler abanırken kuytularıma Dilimden düşmeyen şarkım, Ay kesiğim, güneş yanığım. Ses verdiğinde martılar Dalga seslerinde bul beni. Süzülüp kıyılarıma Bana aşkını fısılda. Kor bir alev gibi düşerse diline adım, Hüzzam bir beste gibi nakarat nakarat. Nuh tufanlarında, Tutuklanmış bir hücrede Ölümcül Habis bir ur misali… Bir eylül ağrısı vurmuşsa sol yanına Irgalanıp alaz alaz… Başında eserse kavak yelleri Zor geldiğinde sancılar; Gözlerinde yaş kurutursa ağıtlar, Bana aşkını fısılda. Yorgun akşamlar avutuyorum kirpiklerimde, Gözlerim uykuya küs. Solgun güneşler sürerek sabahlarıma, Alnıma kazınmış derin izinle Hicaz bir şarkıyı fısıldar gibi... Desem günah, Sussam ihanet olur. Avutarak kimsesizliğimin sesini Hücrelerimde sensizliğin dikenleri, Cemalini çiziyorum tuvalime. Sükûtumda demleyerek Susuyorum, susturuyorum Sessizliğini gecenin, Aksanı bozuk bir lisanla. Kendine yabancı Viran bir şehre varıyorum. Ecnebi bir şehrin varoşlarında Çıkmaz sokakların birinden diğerine, Sapaklar eskitiyorum labirentlerinde. İbrahimî bir ateşle Harran’ın orta yerinde Yanıyorum Mevlüt GÖZDE ANTAKYA 24 KASIM 2013 |
gecenin son deminde hicaz bir şarkı sanki , yürek yarası gibi.
Sizin yüreğinize, Sevda nın da nefesine sağlık.Çok güzeldi.
Sevgiyle kalın.