OKUNMAMIŞ MEKTUPLAR
OKUNMAMIŞ MEKTUPLAR
Hasret kaldım köyüme, Yıllar sonra olsa da düştü yolum, Anlatılmaz bir duygu ki, sevinç doluyum, Eğribük’lü yollarıyla, dağın içinden, Sonunda kavuştum ya, geldim sana ben, O eski günlere eğil, yakından bir bak, Karşımda duruyor işte, heybetli konak İki kat görünümlü, üstelik ahşap yapı, Pencereler geçmeli ve iki kanatlı kapı, Duvarlar sıvalı, oluk kiremitler kırmızı, Adım atınca eşikten, düştü içime sızı, Zeminde lime lime, eski halı ve kilim, Duvarda gaz lambası, isli yanık fitilim, Bacada semaverim, öksüz kalmış demliğim, Bardaklarsa sararmış, ben yine kederliyim, Tahta döşeli merdivenden, çıktım ikinci kata, İlk kapıdan geçince, baktım bir an hayata, Odaya girmiştim ki, geçmiş orada saklı, Sanki yıllar öncesi, yıllar yılı yasaklı, Üstünde ince minder, ve uzanmış bir sedir, Gel eskisi gibi gel, gel de rüyalarıma gir, Görünüyor kuytu yerde, küçük bir tahta valiz, Belki rastlarım onda, geçmişe dair bir iz, Yavaşça açtım onu, gözüm bir an kamaştı, Onlarca kağıt ve resim birden önüme taştı, Kimi asker, kimi nişanlı, kimi toplu merasim, Belki hayatta değiller amma, hatıralarla dolu resim, Mektuplarsa özenle, saklanmıştı dip yerde, Anlaşılan o ki, paha biçilmez değerde, İncitmeden açtım, okudum satır satır, Sevdaya dair her şeyi, bizlere hatırlatır, Ey sevgili, ey yar ve diyor ki aşkım, Bir ömür böyle geçti, senin için savaştım, Karşılık bulamamış, bulmuş da alamamış, Sevda yüklü yürekler, birlikte kalamamış, Okunmamış mektupları, işte size okudum, Konaktan kalanları, geçmişime dokudum. 15.11.2013 Mehmet TOZLU |