Pencereden yansıyan. Gündüzler Bakınca mor çerçeveden Bir dizi pastoral yalnızlık fırlar heceden…
Kapatamaz siyah perdeler. Yalnızlıklar kalkıp kaçarken başka diyarlara, Örter bir örtü şimdiki hadiseyi…
Görünmez devler kapıp ziyan eder Henüz bitmemiş hikayeyi…
Form bulamamış karabasanlar cirit atar ortalıkta Dur diyecek bir Allah’ın kulu da, yoktur masalda Siyah perdeli mor pencere derin uykuda…
Dillerde başka yazgılar sığınacak yer arar Bulamayınca bir diyar, gidip yine kulağının üzerine yatar…
Sevdaya dize olmaya çalışan kahramanlar Hazan yerinde sarhoşları oyalar…
Ellerinde boyalar yaban arıları hüzünleri kovalar. Herkeste bir ayrı gayrı düşmeler…
Baş olmaya çalışan ayaklarda bir kibir, bir tam salınımlı fiziki kuvvet… Dışarıda kopuyor, deyim yerinde ise kızılca kıyamet!
İlişemeyince mor pencerenin perdesine, Dışarıda inlerle cin Ali bağrış çağrış top oynar Kazanan kalır, cin Ali topu kapıp başka sayfaya kaçar… İnlerde bir yalnızlık halleri davet ederler aut şeyleri…
Bağırtılı bir yürek selamına uyanır hovarda yaşamların prensi… Pencereden görünenler izin isteyip ayrılırlar manzaradan…
Bir dişi sineğin gölgesi vurur ışığın yansıyan yanına… Firar eder yalnızlık! Kaçar bir maskeli baloya. Tez elden uyananların gölgesi yansır o dakika gerekli konuya… Tırsak yalnızlıkta bir dolu kalabalığa karışma halleri…
Yel savrulur, yelin ellerinde çöl kokusu. Gül vurulur bülbüle bu mealde gönlünde sevdanın derin sızısı…
Çığırtkanlar dolaşır sokakları karış karış bulmak için kayıp prensi Lakin prens ahbap olmuştur, bizim yolcudur Abbas’la E tabi bağlasalar durmaz salınır başka diyardaki yollara…
Bin bir gece masalından öykünen hikaye geceye çöreklenir. Motor der yönetmen, iner eski perde! Kapanır mor pencere... Anlatılanlar geride, Şiire siner…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
PENCERE şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
PENCERE şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
İçten duygu yoğunluğu olan anlatımdı severek okudum K u t l u y o r u m........... Yüreğine kalemine sağlık Yüreğin susmasın ___________________________________________Saygılar
“ Form bulamamış karabasanlar cirit atar ortalıkta Dur diyecek bir Allah’ın kulu da, yoktur masalda Siyah perdeli mor pencere derin uykuda…”
Pencere !... Pencere deyip geçme ? Dünyaya açılır TIK deyince ! Tüm aşklar öyküye oradan başlar Kanatlarını olanca büyüklükte gerilince, Çoğu yalnızlıklar aynı yoldan kaçarlar. Çoğu da seni kendilerine esir alırlar Etrafını sararlar Başbaşa kalırsın sen “Mor” ölümlerinle Gldlp gelmezler bir daha ki sefer, Gelenler gidenlere, gidenler gelenlere Pas geçer seni bazen pencere... Vuslat taşır, ayrılık taşır,yaşam taşır kısaca Asla penrece deyip geçme ? Mutluluklar da, acılar da, Pencerenin sonsuza açılan çerçevenin dışında Start alırlar yaşamlara baktığında Dünyanın en geniş Aşk sofrasına bakar, yaşamın rengarenk dehlizlerine !... Pencerede açılır açılmaz kanatlar, Sana “Hoş geldin Koskoca Sıfır’a” diye başlarlar Yaşamını bembeyaz bir sayfaya yapıştırırlar Dikkat et ki, Çabuk kirletmesin seni mor ayrılıklar Sakın kirletme mutluluklarını silinemeyecek kadar Tez siyahlaşırsan sonra vaktin erken azar, Dört bir yanını ölüm sarar !… “ Bin bir gece masalından öykünen hikaye geceye çöreklenir. Motor der yönetmen, iner eski perde! Kapanır mor pencere...” Senaryo “Binbirgece” Sense mor ayrılıklar içinde canlı bir cenaze !! Mutluluğu oynayacaksın dikkat etmelisin rolüne ? Şansın bitmesin yönetmen “Motor” deyince… Lakin ağlarken gülüvereceksin birden bire !... Al sana Motor !..Öyleyse Başlasın bilmemece !... Yeni yaşamın biter bitmez bir yerler de, “Kapanır mor pencere” Birden bire !... “ Baş olmaya çalışan ayaklarda bir kibir, bir tam salınımlı fiziki kuvvet… Dışarıda kopuyor, deyim yerinde ise kızılca kıyamet!...”“ “Baş olmaya çalışan ayaklar” Sanki kibir okulu mezunlarıdırlar Sanki “Fiziki kuvvet” diploması sayesinde baş olacaklar Hep te “baş olmaya” heves edenler, Nedense yürekleri hep “bol sıfırlı” sen'ler Ancak fiziklerinin üzerine basıp yukarıya doğru çıkabilirler. Oysa aşağıda bıraktıkları insanları bir zamanlar, Kendileri yukarı çıktıktan sonra onlara rastlayacaklar. Ve sonunda kişilik iflazına uğrayacaklar !... “ Ne bakış, Ne seyre dalış… Ne ihtişam!” Baktığın yer bazen de, Sanki renk olarak intikam ! Yüreğini tırmalar geçmişe açılan her manzara, Her anlam… “Pencere” Bazen dost olur sana, Bazen de ezeli düşman !!!...
Devam ediyor YİNE ’ ler Yani tam gaz, Güzellikler !... İncelikler !… TEBRİKLER !!!...
evet ne güzel böyle uzun yorum yazabilmek ben kısa yorum yazmayı deneyimliyorum :D mor pencereler şifa sunuyor mor şifanın rengidir ve şiir öyle kendi yolunda bir yol tutmuş giderken karşılaşıyoruz yolda işte ve sonuç ortada bana yansıyan bu kadardı şiir daha neler anlatmak isterdi bilemiyorum,,, teşekkürler ediyorum güzel yorumunuza en güzellikler dileğiyle saygılar...
yine anlam dolu, yine duygu yüklü, yine iç uyaklarla bir akış ve ahenk kazandırılmış müstesna bir serbest şiirdi. tebrikler ve saygılar sunuyorum...HŞT
Form bulamamış karabasanlar cirit atar ortalıkta Dur diyecek bir Allah’ın kulu da, yoktur masalda Siyah perdeli mor pencere derin uykuda… .....
Pencereleri sahneye benzetirim. Dışa bakınca ayrı dıştan bakınca ayrı anlatımları. Oyuncular yerlerini alır başlar oyun beynimizde. Gerçekle düş karışır bazen değiş-tokuş ekseninde. Görmek istediklerimiz öne geçerse de. Yine de görünen köy klavuz istemez özde. Bu düşüncelerle beğeniyle okudum dizelerini arkadaşım. Sevgiler alkışlar İzmir'den..
Baş olmaya çalışan ayaklarda bir kibir, bir tam salınımlı fiziki kuvvet… Dışarıda kopuyor, deyim yerinde ise kızılca kıyamet! ............. Dizelere ilaveten birbirinden çarpıcı betimlemeler eşliğinde nefis bir anlatım okudum kaleminzden; mor pencere, siyah perde...Mor ve siyah... Keşmekeşlik, ölümcül yalnızlık, umutsuzluk ve hüzün çağrıştırdı bende; hani bir darbeye maruz kalır ya vücudumuzun herhangibir yeri ardından da morarır, hücrelerin ölmesiyle... işte öyle bir şey... Bir taze bahar gelse de her şey pembeleşip yeniden canlansa.. Teşekkürler kaleminize... Selam ve saygılarımla...
Güneri Yıldız tarafından 11/18/2013 8:56:22 PM zamanında düzenlenmiştir.
"Çığırtkanlar dolaşır sokakları karış karış bulmak için kayıp prensi Lakin prens ahbap olmuştur, bizim yolcudur Abbas’la E tabi bağlasalar durmaz salınır başka diyardaki yollara…"
hayal gücünün doruklarında bir kalem.
tebrik ederim.