Gül-Ser-En
Gül âşkı ile düşen Bülbül.
Derman arar, aşık söyler durur. Cân ile cânan ile. Bâğbana dert yanar yanar durur. Üzümün karası ile, Gönlümün yarası ile, Dudağımın arası ile, Bâğbana dert yanar yanar durur. Leyl ü nehar eyler düzâh Şeyh-Senan’a oldu izah. Her nefeste çeker bir ah. Bâğbana dert yanar yanar durur Sus, dilin la’l olsun dedim, bülbül. Ne kelamın para etti ne halin bülbül. Çâre ister, çâresizliğine bülbül. Bâğbana dert yanar yanar durur. Eşref-i mâhluk duâ eder sana. Geceme düşen selamına. Birbir şiir düşer derunuma. Bâğbana dert yanar yanar durur. Râhmet tecelli oldu od ile Musâ’ya, Bereket düşer sofra-yı İbrâhim’e, Zemzem çağlar pa-i İsmâil’e, Bâğbana dert yanar yanar durur. Ermiş elindedir şiirim. Yol yakın eylemiş sözüm. Sen dökülmüş, iki gözüm. Bâğbana dert yanar yanar durur. Nâm salmış yedi düvele Mâşuk. ’’Ne eyleyim fâni bir âşık. Murâdımdır bâki bir âşık.’’ Bâğbana dert yanar yanar durur. İbrahim Halil ÖZLÜ |