Dibe vururken...yıldızlar yağıyor bardaktan boşanırcasına her kuytu her kaldırım yıldız yağmuru… hüzünlü şarkı gibi içiyorum gözlerini tadı tuz asılıyor müptezel yokluğun kirpik çitlerine -geceler sensiz yoksul -zengin kederler arsız- sızarken kapıdan şavkı hicranın aşina acılar birikiyor deltalarına damarların mısralar ağlıyor kafiyelerde yalnızlık dağ yapraklar üzerine düşüyorken sonbahar -göğümün dalları kırık esmer bir kuş soluğum- -tutuşurken bir yanım alev çemberinde ayaza kesiyor diğer yanım zemheride- suretin burnumun direğinde sızı yansıyor aynalara nasıl berrak nasıl bir içim su… durdurun!... kayıp giden zamanı ayakları geri gider akrebin yelkovan sus pus siyah orkide düşleri takıp koluma düşüyorum dikenli patikalardan hicran çukuruna göç ediyor ışığı sönen gözlerim doludizgin koşan bulutlarla senli diyarlara imlerime kazılırken acılar belleğimden siliniyor yitik anılar usa vurmuyor dibe vuruyor şiir… AA |
Alev çemberinde
Ayaza kesiyor diğer yanım
Zemheride...
Ne kadar hoş bir anlatım. tebrikler Saba...