ÇÜRÜME IIUzun z/aman oldu Alfonso Bir t/akım kederlerin üzerine bir sünger çekip Y/oklarmış gibi yapmaya başlayalı Bu ne sa/adettir Alfonso? Hatırla! H/ani bir gün kendi duvarlarının üzerine gelmesinden sıkılıp Gitmeye karar vermiştin Daha iyi diyarlara Öyle bir dünyanın olmadığını anladığın gün Geri döneceğini biliyordum ben oysa Mutlu-musun diye sormayacağım Olmadığını, olmayacağını biliyordum Bilmeyen anlamak istemeyen sendin Sandın ki her kelebeğin uçuşu başkadır Kanatları ayrı ayrı renklerde olsa da anla Alfonso -Her kelebek aynı uçuyor bu yolda- Her günün ardından başka bir gün doğuyor Ne ilk giden var, ne de ilk gelen Her kes hem gidiyor, hem de geliyor. Sen ağır kalibreli bir idrak yeteneğiyle kuşatılmışsın İnsani yanılgıların hafif kadranından b/akamıyuorsun s/af olana Ağırlığın senin görüş alanından fark y/aratıyor olsada Başka bir g/özlemin ışığında Hiçle çarpılır bir hadise anla Alfonso. Hayat her zerresinde sana istediğini sunuyor Çamura saplı kalmak seçiminse yapacak çok şey yok Alfonso ... Hayatı anlamlandırmak isterken tüm süslü sözlere Allı pullu y/alanlara sarılırsın Sonra bir takım öğretilerin anlamsızlığı çarpar suratına ezilirsin Kendi bildiklerinden ve tüm öğrendiklerinden Kilometrelerce kaçmak saklanmak kurtulmak istersin Fakat nereye kaçabilirsin ki? Gittiğin her yerde aynı ayışığı aynı yıldızlar aynı güneş ve aynı sonsuzluk Manzara değişse de sevgili dostum gökyüzü de yeryüzüde aynı Bu hikaye her gün oynanıyor Alfonso Senin çok iyi oynuyorum sandığın rolü Pek çoğu daha önce oynadı Ki, Hiç kimse çok alkışlanmadı Kimse çok beğenilmedi mesela Hep orta k/arar beğeniler hep vasat alkışlar Anla artık burada her gün aynı döngüde hapsoluyoruz Her şey birilerinin kontrolünde Sıkıştırılmış fareler gibiyiz zamane hattında Kaçacak yer yok. Tüm kuytular kurşuna dizilmiş Tüm saklanılacak yerler çelik levhalarla kapatılmış ... Kendine oynuyorsun dostum K/açtığına yakalanıyorsun her defasında Kurduğun her tuzağa kendin avlanıyorsun ilk önce Sen kalabalıkların arasında sıkışmış bir yalnızsın Bunu anladığında daha çok korkmaktan korkuyorsun O kalabalık boşluğa düşmekten korkuyorsun Biraz daha kandır kendini durma S/aklan en kalabalık çokluğa Hadi at en yüksek kahkahanı Yalnızlık çarpacak er geç suratının ortasına Yalnızlık hep a/yak altında... Anladın mı şimdi? Aynı gökyüzü, aynı siperlere s/aklanıyor Aynı boşluklarda savruluyoruz . . . Ve ölüyoruz dostum -Aynı göğün altında aynı acılarla ölüyoruz- Sen devam et oyuna, dayanabilirsen Ben artık boş verdim oynamıyorum Sırları dökülmüş aynadan b/akıyorum Gerçekliğin üzerine sürüyorum tüm rollerimi Nefesime ekliyorum tüm boşlukları Şimdi çürüme eşlik ediyor dostum masala, Dökülüyor yıldızlar ışıltıyla b/aşıma, Göğe bak dostum aynı mavilik, aynı bulutlar ... Hadi durma! B/ak ve yankılansın güzellikler, Cesaretin varsa? Al gölgeni kaç s/onsuzluğa da, K/açtığın yerde hapsoluyorsun dostum Zincirsiz hapsoluyorsun... Bodrum/ Ekim/ 2013 Maide Özgüç |
K/açtığına yakalanıyorsun her defasında
Kurduğun her tuzağa kendin avlanıyorsun ilk önce
_ve kendi kendine lades dersin....
.....
Ne doğru gözlem ne doğru saptamalardı.
Emekle özenle yansıtılmıştı dizelerinde arkadaşım.
Beğeniyle okudum yakışan fon müziği eşliğinde.
Sevgiler alkışlar İzmir'den..