AYRILIK SENFONİSİ......bırak tüm ağırlığı düşsün üzerime bu şehrin.... hangisi sevgili ürperen çiçeklerin hayaletlerinde susmak/mı yoksa sislere yenik kentin sokaklarında ip atlayan düşler/mi... ve çığlıklarım peron başı rakamlara inat çıplaktır gidiş geliş düzer/gahı barınırken tek kişilik yolculukta bırakılması zor bir anı saklanır kalabalığın boşluğunda..... hangi şehrin yalnızı bu adam sevgili senin düşlediğin kadar gerçek sustuğun kadar ölü bir yüreği anımsatır enteresan bir ayrılık tasarladığın vakte yağmur ağlamaya sonuncu gidişine bir tütün yakmaktan uzağım........... bakma öyle tılsımı çoktan gölgeler tanrısına kaptırdım o rüyalar saklayan gecelerin karanlığında kitaplar gezen adam yok artık bir dişi huysuzluk ve ağır bir yalnızlığım işte.... derdine hastalanıyorum/sam eğer bu fikrimdeki zikire dua olmadan sevgili apaçık savaşıyorum ruhunun mavileri için ama sen dengesini yitirmiş siyah duvarlara koşuyorsun bir çocuk susmasında bile özlem açılıyor kağıttan gemilerle ardında el sallayan kurşun askerler ve aşkın tanrısı var sen yalnızlığın elbisesine hayaller biçerken......... anlamıyorsan özetini bile risk altındaki hayatın hayatın kurgusunda yersiz saf tutman çok tuhaf barışık belalar asıyorum ben senin pencerendeki ayaza anlıyorum/ki sen çoktan varlığının sınırlarını lal bir buhranla kapamışsın... dahası çok büyük bir yanılgıdır benim sabrım ehli keyif kaçak aşklar çoğalırken düş vadilerinde son zaman zerresine asmıştım kavgaları şimdi sabrımın gömleğini çıkarma vaktidir yok öyle hemen insan görünümüne yüz sürme sevgili daha virgüller noktalar bağlaçlar acıtacak seni.......... |
daha virgüller noktalar bağlaçlar acıtacak seni..........