üşüyor/musun....!aykırı hayaller gözümün önünden geçiyor senin vagonlarında.... üşüyor/musun paçalarının kıvrıldığı deniz kenarı soğuktur ve gözlerinin devrildiği uzaklar içine tortulu yalnızlığı apaçık bir aşkla demirler biliyorsun........ irin acılar mor salkımlı bir rüzgarla dokunur belki göğsüne oradan kavradıkça ruhundaki karmaşık suskunluğu hiç hesap etmeden vurur seni bir akşam üstü bitiminde yere doğru bakar anlamsız bakışlarındaki kemirgenlik doğru dürüst dokunamadan yağmurun ellerine ve daha içine çekmeden astım krizi bulutları düşersin hiç adımlar atmadığın kaldırımın yalın sesine oradan aralanır belki gülümseyişin ilk esir düştüğü zaman ve sular yanar buruk bir turna göçünde akvaryumlar sayıklar mavi köpüklü balık hafızalı geceleri ilk nerede bir ekmeğin buğusuna aşık oldum dersin ve buğulu bir pencere camında umutsuz şiirler çizersin......... hala üşüyor/musun yalın ayak resitalin tamda yırtık özleminde dolaşıyor yapmacık palyaço sen bakarsan eksik kalmış girintisiz kavşakların mahur yorgunluğuna hiç peşinsiz dalarsın yitik bir hayatın silik akıntısına gözlerine veremediğim bahtı kırık bir sevdayı bir anda çıldırasıya ateşledim tütün ucu yanığında özlemin yüreği hasat vakti bir dağ başı gir içeri bak bağırıyor karnımdaki çocuk ağlaması bir sual koy omzumun en keskin nöbetine cevapsız bir anıyı sakla aynı göğün ikliminde yüzen gemilere dışarının sahtekar yüzüne bakmadan kıvrılarak seril ay ışından satın aldığım yakamoza.............. üşüyorsun farkındayım kollarını kavuşturuyorsun eğik bir çam ağacı gölgesine kolay olmayan anlamsızlıklar kırıyor dalları küsüyor/sun yalın ayak duruşuna dökülüyor kozalaklar yeşil iğneler saplanıyor kurduğun her çocuk düşüne yanaklarına yedirdiğin yağmurlar ondan ve kınamadan mağlubiyetleri sımsıkı sarılmaya devam ediyorsun çam ağacındaki gölgenin tozlu sesine... artık üşüme yarım ekvator sıcağı çalıyor çanların birinde inan boynum bükük avazım acılar içinde geliyorum sana elim ayağım direncin kaypak terazisinden dökülüyor bilesin ak saçlı bir boşluğun adamıyım ben esir zamanlar büyüttüm eşiği savaş alanı yarına ne olur kıyaslama beni yemin ile bozduğun cümlelerle bağışlarsan kendini bir gün doğumu kırsal bütünde o zaman benim küllerimi sürersin dini bir hayata sarkaçlar çoktan yol alır bakarsın buzul çağına caddelerde renkli merasimler sağılır kadınların ellerine insanlar umudun yel değirmenlerinde söker solumayı bir kaç anı bir fotoğrafla kalabalığın en masum yerinde buluruz bizi bil/ki susarak dokunmak kadar güzel olur her/şey mevsim başı vazolara açılan çiçekler gülümser vakit bir hayli geç/de olsa gözlerinin o yıkıntılı bir yerinde başlar yeniden aşk............ sessizlik içinde büyüyorsun........... |
vermeden almak
gibi
tebriklerim şiire
ve
şaire