Geceden Kalanlar
nereden başlasam bilmiyorum
demin size bir söylev hazırlamaya çalışırken yalancılar sizi deyip beni ürküten cama çarpan bulut sevicisinin bastıran sözlerine karşılık ağzınla boyayacağın mutluluklar olmalı yada mutsuzluklar demiştiniz hem hangisinin kulakları fillerinki kadar büyük ki onlar bile duymadığını söylerken dünya dönüyor desek yalan olmaz mı duymuş hayal olduğuna inanasım gelmiyor ama o kadar rahat ve içten anlatıyor ki bir an inanıp ona bu işin nasıl olabileceğine dair rengarenk ipler gerdim gök yüzüne mavi dediğin gündüzle gece arasında bir yerdi akıp giderdi fırçasına dolanan rengiyle şair bazen bir turuncu korkak ve öfkeli ama anlamıyordum olan biteni masanın altı ıssız ayaklarımın tedirginliğini azaltacak hisler dokundu dizlerime beni zorla konuşturacaklarmış aklımdan geçenlerin fazlasından daha fazla kısa ve öz olmam isteniyor yağmur deyip bitirsem yetmez mi ne kadar da renkli olmaya çalışıyor her şey fon müziği ve spot lambalar perdelerin arkasındaki onca kıpırtı kim neyi duymak istiyorsa zorla giydirilmiş telaffuz edilemeyen düşünceler dönmese de dilim çocukların mutlu olduğuna eminim çıkıp öpecektim aklım karıştı senfonilerle kemanın barok imgelerine sinmiş fransız stili sonra bu evrenin dağılmış sözcüklerine yetişemeyeceğimi anlayınca ısrar ettiler dans etsek olmaz mı ısrar ettiler yüzüm kızarana dek kendimle aslında konu balkonda sevdiğine şiirler okumak kadar basiti kapat gözlerini şairsin ya kapat gözlerini dışarıdaki kalabalık seni duymuyor zaten haberleri bile yok onca harfin arasında savrulan tek şey mikrofonda kendi sesini duymak kadar lanet bir şeydi. |
tebrikler kaleme