Sancılar SultasıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın ify..
kalbim karnaval
kim öpse kalabalıklaşıyor acım vav kemiğimde dekolteli bir sızı rahmimde onca vicdan azabı herkes bir duvara çalışıyor diyorum herkes bir duvara ve bütün afişler birbirine karışıyor bir insanı özünden okumak istediğim anlarda alâgarson saçlarım, mızıkçılığım oyuncak bebeğim yok, tüfeğim var mahalleler, sokağımdan korkuyor oysa ben bir kanattan düştüm boşlukta yüzüyorum kendimi ısırdığım rüzgar bundandı ağzımdaki yel izleri tuttuğum denklem, yuttuğum boşluk çiğnediğim geceler ve öptüğüm sabahlar sanki bir yangının soyundan küller serpildim neden hep sazını arayan notası delik, o dudaksız şarkılar gibiyim zar kalınlığında inceliğim zer yalınlığımda kimsesizliğim durgun bir suya taş atmak gibi kendinle yaşlanmak halkalar halkalar halkalar terk edilmiş bir evin mutfağı gibiyim tıkırtılar... yıkayabilseydim denizleri sevgilim şüphesiz ki fergana’dan pervari’ye bebek avuçları açardı topraklar bir aşk şarkısından su içerdi kelebekler oysa ben kendinden göçen bir çöl gibiyim orman açan bir saksıdır şiirim ve yırtılan bir ormanın hikayesidir şairliğim gnşk r.-mç- |
Ne çok şey yazmışsın