Terasımdanİnsanları izliyorum masamdan Masalımdan değil Masamdan Ninnileri bilirim ben çünkü Anamdan; "Çamlıbel’den indim yayan. Dayan dizlerim dayan. Bey babası gelmiş Şam’dan. Nenni ninni nennu..." Son kelimesi Karadeniz’den Burnu uzun Çocukluğumu öldüren O selsi şehrin sesinden Şüphesiz ki annem de Öleyim istemezdi Bileği çekiç ardı güven babam gibi Aile ki o usta mimarıyla Nuh’un tasarladığı bir yelkenli Rüzgarında yaratılmış Çocuklarının seyir defteri İnsanları izliyorum masamdan Her biri yaşamaya Alışmak gibi iyi niyetli Ben de öyleydim Demeyeydi kulağıma "Masa da masaymış ha!" diye Orhan Veli Sahi iyi niyet neydi? Emek gibi. "Selvi Boylum Al Yazmalım" Senaryosu önceden kurgulanmış Karmaşık bir animeydi Ne diyorum Allah aşkına ben! Her kurgu senaryodan önceydi Fakat yakışıklı bir jön Sana yaşıyormuşsun gibi hissettirdi Gerçek sandığın her şey sahteydi Öyle ki ışıklar açılıp Sinemadan el ele çıktığın O ana kadar Fragmanına aşıktı bütün alkışlar Ellerin nerdeydi? Esas kız öldüğünde Ölecekti zen bahçesinin Şiirleri de Nee? Yoksa ölmez miydi bir şiir? Kalemini eline alamadığında Anlar Şair Neden öldürdüğünü Öyle uzaktan uzaktan sıktığı Gümüş kurşunlarla İmgeden diktiği O voodoo bebeğini Şiir kurgulanmaz Kalpte hızla hissettirirdi Kalbinden his ettiğimdi Bir S eksik Evmiştim çünkü ben seni Ev bilmiştim çatısızlığıma Beni bildiği gibi Yetimliğinin bir bahçe Hani ellerin nerde? Çok düştüm ben Hayat zaten kadınlarıma Hep bi kaygan zemindi Cilası senden Ya da kendiliğinden Birileri tutunmalı dedik Şiire, şarkılara ve maviye Emanet eder gibi Sahiplendiği bir kediyi Hiç okşanmamışların Keşfedilmemiş cennetine Kedi pusetin nerede? GunAşk Ran’ca Jir.. |
Edip Cansever