Ebedi Bir Masal Kutucuğu AşkTavsız tohumları uzağa atar rüzgâr Toprağın yalvarışını duymaz yağmurlar Kelebeğin ömrü üç gündür diyorlar Asırlardır uzaklarda yaşar mağrur özlemler Dudakta nem, tende kahır, ruhta sevinç Ve çürümüş tahtalarda lirik şiir Aşk kekre bir nida, daldaki intizardır… Damda tıpırtı, dalda hışırtı, toprakta su şıkırtısı Islak yollarda bir adam, dudağında ebedi aşk Islanmış saçlarıyla denize bakıyor kadın Havada yağmurun bulutla sevişmesi Rüzgârın nazlı yakarısı var dudakta Keskin bir ıslık sesi çok uzaklarda Yapışkan hengâmeyle savruluyor anılar Alıp götürüyor beni, benden çok uzaklara… Uzun bir özlem tasası içimin bozkır yalnızlığı Umarsız devrilişlerle sana uzaklardan getirdiğim Ebedi bir masal kutucuğu bizim için aşk Ellerimin yangın çiğitindeki çaresizlik sana uzanışım Dudağının kavında özleme ve aşka yuvarlanışımız Kayıp düşlerin terkisinde olsam da Ruh yanında kalmaya ben hazırım Yüreğinin fısıltı koylarında her sabah Hayatın yorgun demini yalım sarılışlarla Sonsuza dek yudumlamaya razıyım… Ruhumun muhacir raksında düş dalgalanıyor Yorgun imbatıma yüz sürüyor aniden yaşam İçimde söndürülememiş alaz yangınlarım Sevdanın rıhtımlarında umarsız bekleyişler Yorgun gemiler görünüyor çok uzaklardan Aşkın perdesini aralayarak bana el sallıyor… 11/1/2013 Selahattin YETGİN |