Çıplak İmgeyüreklerindeki lekelere bir vücut kalmayınca şehirlere kustular serseri öfkelerini ve günde tam beş kez doksandokuz kurşuna dizerek bildiklerini usul ve emin adımlarla yayıldılar kendi sığlarında nasılsa her şey delildi bu hengamede nasılsa herşey gürültü su, hava, toprak, ateş ve kadın kusmakla geçmezdi bu sancı, geçmedi lehçelediler martı çığlıklarının rotalarını papatyaların kanatlarını ve şeceresini çıkardılar insani duyguların gözyaşlarına özür, özre gem vurdular mühürlediler aşka sevgiye dair ne varsa bellettiler başkaldırmayı öğrettiler sabilere öksüz annelerine ve yetim babalarına göğün yedi rengini, yedi tepeye siper edip sadece onaltı yaşından büyüklerin izlemesi gereken bir filmde başrol verdiler, beklediler... deliksiz uykusundayken eşkiyalar! İrili ufaklı süzüldüler sözlüklerin karaltısına uyanışlarında mazlumların suratlarındaki inlere doluşacak ne varsa omuzladılar bir gecede üryan bıraktılar taşları şadırvanları duldasız yürüdüler bugün bir deyyus daha ölümsüzleşti çağırdı bütün ölümlüleri mezartaşları kendinden büyük sözcük mezarlığına ve en ölümsüz şiirini yazdırttı “Çimlere basın ama Büyüklerinizi dinlemeyin” Reşide Sarıkavak |
Şiir,beş vakit namazlarda 99 tesbih çeken softaların,yobazların sığ belletileriyle şartlandırılan kuşaklarımızın
cehaleti ,"belletmeleri" ne karşı çıkmaktadır. "Sabileri "seks kölesi rolüne sokan yozlamış zihniyete yanlışları ,başkaldıryı dikte eden anarşik düşüncelerle kuşaklarımızın heba oluşunu anlatmaktadır.
O veya bu tip " deyyuslar,mezar taşları kendilerinden büyük" kokuşmuş fikirler ve bayat kalıp kelimelerle gerçekleri apaçık gösteren güneş gibi ayan beyan gerçekleri çarpıtırmaktadır.
Şiir, okuru anlam bulma zahmetine yorması bakımından oldukça başarılı.Toplumsal duyarlılığa yaklaşım tarzını ikinci yeni tarzıyla bağdaştırarak anlatmaya çalışması açısından da yenilikçi sayılabilir.
Yine de "Eski eş'arda dürbin ile mana gözükür yeni eş'ar da mana diye bir külfet yoktur." demeden edemeyeçeğim.