(Mahru) ...
Belki ilerde seni sevdiğini söyleyenler çıkacak karşına,
söylediklerini duy, inan,hisset; ama sen sevme lütfen ... Narin ellerinden tutanlar olacak, avuçlarında eriyecek ellerin, terleyecek, kenetlenecek, tut ellerinden, terlet avuç içlerinde, ama yüzük parmağına dokunmasınlar lütfen ... Gözlerinin rengine binlerce övgü dolu sözler kuracaklar, gözlerinde kaybolduklarını, bir o kadar sevgi dolu, bir o kadar da nefret dolu bakışların olduğundan felan; gözlerine bak, içlerinde kaybol, ama gözlerini onların gözlerine kilitleyip saatlerce bakma lütfen ... Gamzelerine gömülmeyi isteyenler de çıkacak elbet, kaz, göm,üzerine saçlarını ört, toprak niyetine; ama sakın ola gözyaşlarınla sulama lütfen ... Tebessümde edeceksin elbet, hoş sohbetleriniz esnasında, kahkahalarda atacaksın,gözlerinden yaş gelircesine, tebessüm et, gözlerini kısarak gül, ama sakın gülüşünden öptürme lütfen .... Kaldırımlar kadar uzun saçlarını koklayacaklar, tokalar bile takacaklar, okşayacaklar, ama sakın saçlarını taramalarına izin verme lütfen ... Belki ; belki ilerisine dönük hayaller kuracaksınız, gözlerinin önünde sanki gerçekmiş gibi olan düşler, hayal et, yanağının kenarından gülümseye,gülümseye, ama, içinde çam ağaçlarıyla çevrilmiş dağ evi olmasın lütfen ... Kimbilir, belki bir gün gelecek ve siz evlenip bir yuva kuracaksınız, çok mutlu olacaksın, belki , ama gözleri sana benzeyen bir kızın olursa, sakın ona bir zamanlar sana dediğim ismi (Mahru) koyma lütfen ... |