Bir zamanlar Hülvani, Şairağam, yoksul, ben "Mahşerin dört atlısı", korkusuz cengâverdik. Hazırdı terkimizde yensiz yakasız kefen Ağamız liderimiz, biz de ona yaverdik.
Davamız vardı bizim; hayalden ve serapten Mehtabı sunacaktık karanlık gecelere. Ölümsüzlük iksiri içmiştik aynı kaptan Birlikte uçacaktık yüceden yücelere.
Yeni dünya kurmaktı niyetimiz, gâyemiz Kalemden kılıçlarla zalimi ezecektik. Bir destan olacaktı gün gelip hikâyemiz Firdevs bahçelerinde huzurla gezecektik.
Gam, kasvet, keder, çile; ne var ise toplayıp Gömecektik Yoksul’la derince bir çukura. Kör şeytanın göğsüne yivli hançer saplayıp Perişan edecektik; tekmeyi vura vura.
Sonu ölüm olsa da davâdan dönüş yoktu Ne bir detay atladık, ne bir derdi unuttuk Listemiz hayli uzun, yapılacak iş çoktu Mazlum insanlar için tek çare tek umuttuk.
"Vakit tamam! " denince, toparlandım, derlendim Dört binek getirdiler; biri merkep, üçü at. Endişemde haklıydım, oldukça kederlendim Sandım ki hançerlendim; asıldı bende sürat.
Dedim; Ağam bu nedir? Dedi ki "Mısır tayı! " Anladım niyet bozuk; bunlar beni ekecek. Hani, "Eyvallah" desem, kabul etsem bu payı Mahşere varış ânım oldukça gecikecek.
Kalmamak için yaya el ettim fırtınaya Kuruldum bir çırpıda rüzgârın kanadına. Geçerken selam durdum kartala ve sunaya Mola dahi vermedim Yoksul’un inadına.
Mahşere vardığımda vakit akşam olmuştu Melekler safa durmuş haber izliyorlardı. Biri çok ağlamaklı, gözleri yaş dolmuştu Anladım durum vahim; birşey gizliyorlardı.
Israr edip sorunca, "üzülme" dedi biri Dostların fazla yükten gümrüğe takıldılar. Atları size ömür; dönüş imkansız geri Ârafta bekliyorlar; bir hayli sıkıldılar.
Ricâ minnet edince, deyip "dostun hatırı" Sırat hattı üstünden taxiyi dönderdiler. Sayemde bedavaya hallettiler bu turu Sağ salim üçünü de evine gönderdiler.
Olsa da her birisi birer dünya tatlısı :)) Mahşere zor varıyor, söz verip oyun bozan. Bir tek bu Fakir kaldı, olmasa da atlısı Tarihe damga vuran; bu efsaneyi yazan :)))
Henüz kimse demeden "uzattın ama! Yetti! " Haddi bilmek gerekir; en uygunu bir mola. Üç gün süren bu destan, bu gece burda bitti Sürç-ü lîsan ettiysek; kızılmaya, affola
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
* MAHŞERİN DÖRT ATLISI -III-.son şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
* MAHŞERİN DÖRT ATLISI -III-.son şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
ÜSTADIM; BU SERİYE ALIŞMIŞTIK VE DEVAM ETMESİNİ DE İSTEMİŞTİM. AMA NE YAPALIM BAZEN BÖYLE OLUYOR. ÖNEMLİ OLAN DOSTLUĞUN DEVAM ETMESİ. BİR ATIŞMA BİTERSE BİR ATIŞMA BAŞLAR. BENİM BUNDAN HİÇ KUŞKUM YOK. GÖNÜL SESİNİZ VE GÖNÜL GÖZÜNÜZ HEP AÇIK OLSUN. Olsa da her birisi birer dünya tatlısı :)) Mahşere zor varıyor, söz verip oyun bozan. Bir tek bu Fakir kaldı, olmasa da atlısı Tarihe damga vuran; bu efsaneyi yazan :))) SAYGILARIMLA...
Mahşerin dört atlısının son sahnesi muhteşem olmuş finale yakışan dizeler. Bu dörtlüklere cevap yazmak haddimizi aşar. Yürekten kutlarım verilen emekleri. Bir sonraki oyunun adı; ya ''Kurtlarla dans'' ya da ''kuzuların sessizliği'' dir. pek yakında sitemizde:)) Selam DUA ve Muhabbetle...
Harikasınız ne deyim değerli kardeşim ancan yürek dolusu tebrik ve başarı dileklerimi bırakıyorum gönül sayfana başarıların bitimsiz olsun selam saygımla.
:) tüm kalbimle diliyorum Allahtan hep böyle güler yüzlü başarılı olun ,çok tşkr ediyorum onore ettiniz hak ettim mi acaba .hayırlı geceler diliyorum .a eolun değerli kardeşim.
Sinir de s yok yahu ne etsekte taşlasak Çırak diyor ya hani bir gül gibi kokuyor Havai fişek olup şenliği ataşlasak Şairağa odtü de devrimcilik okuyor . Mecit bey güreş bilmez kıspeti yağı tutmaz Tutacağı hamsidir baklavası düşkünü Ayağına çelme çal yıkılır da kül yutmaz Hanımından çekinir oklavası düşkünü
Nalçacı nal toplatır hurdacı yolu gözler Satıpta üç beş kuruş fason şiir yazdırır Erol taş gibi durur lakin yaşlıdır gözler Dostunun sevgisini yüreğine kazdırır
Hülvani hocam ise incecik ruhu nazik Karıncanın ayağı tökezlese ah eder Kaleminden ses verir mesteder çıkan müzik Dünya yerle bir olsa sızlanmaz dirhem keder . Sıra geldi yoksul'a köpek gibi uysaldır Tepesi bir attı mı pitbullaşır o huyu Dostuna Golden cinsi güven veren baysaldır Sessizce boyun büker yoktur öyle hayhuyu
İşte bunlar mecit'in mahşerin dört atlısı Şeşi beş görür tavla oynayamaz bir türlü Şiirleri misali kendi dünya tatlısı Kadim dostluk duvarı durmaz öyle pütürlü dünya kopsa bu dörtlü olmaz patır kütürlü
Değerli kardeşim, neler söylememiş ki; Kalemin Kelâmın daim olsun şiir sana yakışıyor Mecit Hocam. Şahsım olarak ağır aksak dördüncü olmaya çalıştım maksat güzellik olsun bir örnek teşkil etsin diye okuyan dostlarımızda tebessüm oluşsun. Ben inanıyorum ki bunu da başardık.
Yoksa ben haddimi biliyorum, bu ne bir yarış nede bir atışmaydı. Yoksul Mısır Merkebi ne binip evine dönsün ben Düldülüm le baş başa kalayım.;))
Bana sorarsanız bu kadarı kafi dostları fazla sıkmayalım derim. Muhabbetle sağlık ve selametle kal değerli dost.
İSMİ ZİKROLUNAN DOSTLARLA BİRLİKTE SALAM OLSUN HEPİNİZE.