Devrimcesüpürdüm yolumdan herkesi sen de yıllar, ben diyeyim asırlar oldu bir sorunun dibine indim vaktiydi, gecenin demi ben hesap bilmem lia kaybettiklerimi çoktan unutmuştum ki kaybettiğim de yoktu aslında sonrası, hep diriliş benim bilmediğim hesapları yaptı çok sesliler kulaklarımda arsız sağırlık ah bilsen, nasıl da sevdim şimdiki beni tüm duyularımda özgür haykırış "Sen Kûn demeseydin..." minicik tohumdum evrende kıymetsizliğimden doğdum bir gece vakti ve büyüdü dünya büyüdüm, yıllarla değil anın içinde çoğalarak inandığımız Allah aynı mesajı gönderirken herkese inançların ayrıcalığını gördüm, ezilmişliğimde bu mazlum olmak değildi lia bu hazineni sunmaktı kıymet bilmeze her doğum gibi sancılı olacaktı elbet devrim damarlarımda biriken isyan nöbetleri yersiz, yurtsuz ve kıstırılmış köhneye umurumda olduğundan değildi umurumda kalan iki emanet mantığı hissine kaptırmış yeni yetmeler ki tek gün tek an kırılmadım inan bu bile güçlendirdi beni "ben gönlünü onlarla genişlettim, zenginleştirdim" dedi yaradan savrulan yaprak gibi sanılır, şimdi ben geçtiğim sokakların ışıklarını kesiyorlar kapı altlarından ilişiyor kulağıma, hazmını yırtan lakırtı gülüşlerde, picasso’yu kıskandıran şaheser anlamsızlığımdan pay biçiyor, paysız kalmışların acziyeti daha da seviyorum kendimi, ukala duruşumla bir kavmin direnişine eştir, tek kişilik cumhuriyetim huzur, annemin kollarından kaçalı nice oldu ve evlat kokusuna sığınışın geçersizliğini yüzüme vurdu hayat benim sanma dedi kalbim, sandıklarımın hezimetinde bir ben kaldım geriye lia bir ben kendi başınalığıma kendim ki kendime yetme telaşında çalsın şimdi düğün havası gelişine gider alın yazısı.. "şiire ses lazımdı lia alınma! " devrim tülay 24 ekim 2013 |
Saygı ve selamlarımla hanımefendi.