SacayağıHüzün sarınca ansızın kalbi Otağına çöreklenir hep aynı sızı Yağmur yağar düşüncelerine, Saçaklarından dökülür salkım saçak duygular Burulur, bükülür de içi bilmez kendi de niye! Ayağı topal sacayağı misali Yüz üstü kapaklanınca ateşe Zemheriye düşmüş gibi zangır zangır titrer de Anlamaz niye! Ansızın patlar volkan misali Kulakları sağır eden gümbürtü kopar önce Ardından derin bir sessizlik Dimağında buruk bir tat Ve gözlere hucum ederken yaşlar, Bir çift ayak, paldır güldür dalıp içeriye arşınlar da duvarlarını Sormaz; kimindir, dolaşır niye? Kimi zaman toprak kadar yumuşak kimi zaman kaya gibi sert... Bazen sakin ve duru Bazen hırçın ve dalgalı Dalından düşen yaprak gibi titrek ve ürkek Bazen de cengaver edasıyla er meydanlarında cenk etmeye amade... Ve Ekseninde dönerken uhrevi yalnızlığında demlenir aşkın Her hali bir başka deprem oluşturur içeride Her haldebaşka bir aleme uzanır sanki... Halden hale dönerken sinede Gangrenleşen duygular mı bilmem kemikleşen cümlelerde Mecazi bir lisanla görücüye de çıkar ara sıra... |
çok güzel bir eserdi..sonsuz tebriğimle..