AKILSIZ.....açık bir pencerenin gecesinde sohbet etmek ebediyetle........ çok uzun taşınmalar düşerse kabir arkası yollara bilirim/ki yalnızlığın tarifi tutuşacaktır dizlerimin savrulmasına ardıma bakabilmenin inceliği saracaktır göz ucumdaki mevsimi artık çoğul berduşluk/la içimi saran tekil bir aşk kalacaktır bana........ kıyılar mor çiçeklerin ıslak renklerinde karşı iklim adını anmadığım bir bilinmez çocuk neşesi alıp/da beni götürürse uzak bir şiire bilirim/ki kaybetme korkusu asalak bir duruş yorgunluğu/dur..... eskice bağırıyor kurumuş yaprakların bitişi halbuki yeşil bir megafondan sarıyorlardı havayı ilk zamanlar sevgili diye tarif edilen vuslatlar akıyordu yağmurun ilk aylarında ve erkene kurulmuş suskun saat sevdasına emek verdiği vakti sohbetine çağırdı................ her kıpırtıda sola çeken bir düş alır beni bağırılarak içten sökülen hiçliğim aklımı asar yıldızlara tükenecek ne kaldı geriye mantığında acıtır uyku halindeki hayal son bir demli aşk kaybolur gider kırık acılarda............. sarılsın diye güz umutlarıyla düş/baz sevgililer şiirler kanatır kalemlerim ucu yorgun kurşunlar döker tahta içinde saklı siyah batıl inançlı kelimeler kayar dini tanrı kağıtlarda ben çarmığa gerilmeden az önceki İsayı bulurum harflerde sonrasında Musa bir asanın ucuna iliştirir nehirleri Davut/tan önce bir yüreklik Muhammed sayıklar dişlerim öylesine buruşuk sayfalar düşer masanın ayaklarına ve ben kendimde toplarım geri kalan karalamalı dolu bulutlarımı...... birazdan bir telgraf çıka gelir sağanak limandan üstüne uzak bir sisi giymiş postacıdan alırım harfleri tenha sokağın kalabalık serinliği alır ruhumun kavrayışını ve korkulan olmaz su uyur sesinde yıkanır bağışlayan......... tecrübede aşk büyür.ama içi hep çocuk kalır........ |