Dem
Sıyrılmış düşlerimin kâbuslar sokağından
Uykumun kıyısında yalnızlığım soluyor Benliğim bir namluya, yaslanmış şakağından Yarınlar dünde kalmış, yaşanmadan soluyor Akşam uzar gölgeler, sunar ölüm korkusu Gece sinsice gezer, yollarda kurmuş pusu Gündüzler şişelerde, kalmış şarap tortusu Boşalan peymâneler, hayallerle doluyor Bâd-ı sabâ nezdinde, yâr zülfü değmiş güle Allanmış yanakları, davet işte bülbüle Dikenine dolanmış, aşığı çeker çile Gözündeki yaşlarla, goncasını suluyor Bir kokuyken özlemim, şevk ile bir nefesten Zincirlere vuruldum, kaçtığım her kafesten Ayrılığın gürzünü, felek vurdukça kasten Acım içime yangın, ilacım dem oluyor… Erol URAZ 14.10.2013 Eskişehir |
Ne güzeldin Ey şiir ne güzel.Yalnızlık, sevda ve yakan hasret.Öylesine nazenin bir ifadeyle yer almış ki dizelerde hani diyeceğim sanki Haşim Amcam kokusu mudur bu kadar beni kendimden eden ...
Teknik yönden zaten kusursuz bir güzellikti bunun yanında cinasa da bayıldım.
Bilmiyorum cinaslar bir başka vuruyor beni.
Her yönüyle değerli eserimizi ve yön veren saygıdeğer yüreği selamlıyor saygıyla ayrılıyorum.