NEFES.....üniforma giymiş aşklar geçiyor savaş alanından.... dünyanın en eski karamsarlığıdır nefret gaz odalarından bulutlar biçerek hayata taştan adamlar yapılırdı kaldırımlara iki dudak arasına mühürlü giyotinler keskin ağzıyla aşkların başlarını alırdı ve bir görgü tanığı çıkarak dağın başına prangaları kırmanın çığlığını haykırdı....... etnik çağlar değer şimdi kabristan şehirlere ıslık sesinde özgürlük düşerken meydanlara bağrı şarkılar çalan genç kavgacılar çıka gelir ve Anka dirilişinde halklar küllerden esinlenir yeni lisanları bir mermidir parlak bir kağıdın beyazından seken etrafı karla kaplı vagonlar tutulur ayın gölgesinde bir başka bahar beklemeden yaşanması gereken acı eşit bölüşmeler uğruna sıkılır sarı sıcağın namlusundan yaşama..... ve bir bilet alarak gökyüzünün mavi gözlerinden gitmeli uğruna alın teri dökülen duygulara sonra büyümeli yağmur bereketi topraklar büyümeli ta/ki sınırlar hayali bir bozgun olana dek akşam sefası gecede gözlerine almalı çocukları yıkanmalı bataklık baygını dualar ve zulüm pılını pırtını toplayıp yok olmalı bir sabah......... acıyı besleyen kanlı eller yıkanamaz hiç bir suyun berrak yüzünde...... |