YAKARIŞ
Kederli insanların şehrinde
Erken batar günün ışıkları Kaybolan tek aydınlık değildir Dümdüz olur umutlar Saçaklanıp bir yere ulaşamaz Sancılı bağırlardan düşen Ümidini kaybetmiş yakarışlar Erken olur akşamlar... Karanlık gölgelerin ardından düşer yollara Bir karartı vurur zamanın kapılarına Arsız yalnızlıklar doluşur tenhalara Bekler devasa karanlıklar pusuların dibinde Saplanır yürek sancıları batağa Adım attığın her dalgada mayınlar patlar ayak izlerinde Sessiz yakarışlar büyür gecenin kuytu dolu yalnızlığında Her geçen yüzde bir maske Avutur geceye düşen gölgeleri Her yüzde bir maske olduğundandır Maskesiz kişilere teçhizatını kaybetmiş edasıyla bakmaları Yine ondandır, Maskelere olan sonsuz itimatları... Gece dolusu insanın bahtı da karadır Gece dolarken her kuytuya Çağrışımsız umutlar çözülür her ben-i ademin yüzünden Bir yakarış sesi yükselir yukarılara Sesi sadece yaradan tarafından duyulan Ve gön delinir En yufka yerinden Bileklerdeki kelepçeler erir kendiliğinden Firarlar sonlanır Asi dokunuşlar tam yerinde can bulur Rabbin nefesi dünyada Bu sessiz yakarışlarla duyulur Ve Dua dolusu edadır süzülen yanaklardan yüze Saltanattır gönderilen bize İşte o an Güller savrulur Her yer gülistan olur… 9 Ekim 2013 Maide Özgüç |