Mektup
Issız bir kıyıydım şunun şurası
Şimşekler çakıyor serimde şimdi Çekildim deryanın derinliğine Keskin kayalar var yerimde şimdi İster vur kendini, istersen çağla Ya da kes zülfünü, karalar bağla Hani bendim kara bahtın ışığı Hani yanağında ter bulaşığı Kaç kere söyledim, yorar aşığı Sunduğun ayrılık, her imde şimdi Doldur yüreğini yeis meyiyle Belki temizlenir nisyan neyiyle Feleğin örgüsü, yazgımda hîle Sanma ki bülbülün niyâzı çile Göz yaşı çiy olmuş seherde güle Ölüm soğukluğu, dirimde şimdi Eğlen dur bir zaman, zevk-i sefayla Tanışırsın elbet, cevr-i cefayla Bahtiyar değilim, ufkum da siyah Döküldü dilimden sayısız eyvah Güneş olup doğsan bile her sabah O dönülmez akşam, berimde şimdi Gurubun kızılı döner hâkiye Bıraktığın hasar gider Bâki’ye… Erol URAZ 01.10.2013 Eskişehir |