Burada
Can evimden, ufuklara dalıp giden, gözler var,
Hemi gurbet, hemde sıla? Zar-ı figan, ah burada. Günden güne derunumu, her ne olsa, sardı yâr, Vuslattayken firkatteyim, feryadımla vah burada. Cezibenin merkezinde, mana dolu beher mana, İlim irfan kâr etmedi, dost gayreti düştü cana, Seyyeh oldu deli gönül, fikrimde ki handan hana, Uzun ince bir yol iimiş, yâre giden rah burada. Ene değil, ego değil, o bendeki beni sevdim, Kabza onda, kılıcına ellerimle, diller değdim Mabedine kadem bastım, mihrabında boyun eğdim, Kemendine bağlanmışım, işareti nah burada. Rolümüzü oynuyoruz, böyle ferman etmiş vahit, Ta ezelden itaatle, ruhum ona, vermiş ahit, Bu ahvale eller değl, bizzat kendi zat’ı şahit, Doğu batı, güney kuzey, kâh orada, kâh burada. İlim değil, izah için, irfanladır her mertebe, Altın olsa ne anlardı? Yüklenseydi bir merkebe, Haricidir bilmeyenler, dahil değil bu meşrebe, Gönül yurdu devlet olmuş, makamatı cah burada. Şu bendeki işle evsaf, sanmayın bu gedanındır, O âlemde, bu âlemde, her mülkiyet Hûdânındır Hakikatten gelen sözler, kahhar olan sedanındır, Her esmanın müsemması, ordusuyla şah burada. Yaralıysam yâr yarası, yakışır mı bize hışım? Zehir ble panzehirdir, dertle dolsa içim dışım, Mevsimlerim yer değişti, kışım yazdır, yaz da kışım, Gündüzlerim gece oldu, karanlığa mâh burada. 01.10.2013...Mustafa Yaralı |
Yüreğine kalemine sağlık
Yürek sesin susmasın
______________________________________________Saygılar