KENDİ MÜZEM...
bak burdaymış fırtınası tahrikinin
el aman dedirtiyormuş; sevsinler!.. neşidesini aşkım yazar ve şiveleri bozulur taarruzların, ölüm secdeye kapılır ve beni sergiler.... de ki var bana ölesiye , öleyim senin için kanarmıyım o göz var mı bende; sevsinler... aldanmışlıklardan bir uzun bir nesire vücut bulur da sırtımda izlerini hançerlerin onlar sergiler... hah, işte tam üstüne denk geldi yakıcılığın ve yanıyormuş yedi iklim dört bucak, sevsinler.. taunlarım güneşlere zaptiye salar da har utanır nar iki büklüm yanar beni sergiler.. de ki ne yapayım dönmek için tekrar o dünlerimize yanarmıyım senin kadar o cür’eti gördünmü bende ki sevsinler!.. ateş olduğum kadar çoktur bulut bulut yağmurluğum her damlasında yeşerir ufku yüreğimin farzı misal dünya orman olurdu topyekün onlar bile yanar beni sergiler... dal budak sarmış sende nedametler kolkolaymışsın o kadar ki artık bir ayağın çukurdaymış sevsinler.. ecelin tümenlerinde künyemi alnıma yazmışlar ezelden arada bir kutlu elçi görünür beni sergiler... her zihinden alınacak bir ders bir de verilecekler var alemde sen de söyle her zaman sevsinler... bu mecrada bir zamanı alırım ve onda ebed müddet yaşarım randevu alamadığım saatler dakikalar beni sergiler... bırakın artık bırakın dünya sadece ve sadece bana özel ayaklarını tek adımlık son dururken seni gözleyen izanını sevsinler... bana hissini veren sonsuzluk, beni böyle sınarken adım adım adımlarım ona çıkar beni sergiler... bi zahmet sil aklından yalan tavırları ve dolambaçlı yolları nolur zandaki gibi olmuyor insandaki cevaplar zannını seveyim ve de sevsinler.. haksız bir davranışım varsa, bana dönecek olan da odur eninde sonunda yaptığım kötülük bir şekle dönüşür ve izanlarda beni sergiler... |