TEORİ
kalemime dolandı yine teorideki vuslat hayalim
pratikte hodgamlık,pratikte kritik seyirler.. ince bir çizgide nüans farkıydı aramızdaki mesafe koridorun sonunda yanlızlık kapı üzerinde bir yazı: -ilişmeyin hastadır metafizik!... caddeyi dönünce bir barkovizyon el ele tutuşan iki sevgili ve ellerinde bardakta mısır ütopik bir bekleyişte duraktaki yolcular hava karanlık her adım big bang’a muhtaç mağazanın birinde çalarken zırıltının biri hangi materyal doyuracak bu fakiri.. müsvettesinde hep olmamış notu var yarının olmuşlar cebinde zaman profesörünün... kaos mükemmelim derken, ben tersini neden arayayım intizamı koyanın düzenini neden bozayım... vardığım yerde aradığım derin bir uyku olacak kontrolü vücut bırakıp rüyalar devralacak.. krizantem ve laleler şarkısını değişecek solunumun kafesteki kanaryalar da sonunu; yargısız infazlarının.. ben ki şu köşede unuttuğun adam, aceleden yine ben ben dostum; gel diye anlamıştım ağzındaki her heceden... meğer öyle olmuyormuş böyle yürürmüş işler göze batmasın diye iki çarpraz bir düz dikişler holünde karşılanır istenmeyen misafir; tapınağın en üst katları yedi şiddetindeki depremde sığınağın... skalasında depresyon gizlidir termometrelerin engizisyonda giyotinleri andırır gözlerin.. velhasılı kelam el nasırı selam yel bastırır aman; ne teori yansın ne pratik, usul usul kaçar bu güveyik... |