sağ elimde bir horoz şekeri,solumda elleri annemin
çocukca bir bakışla akışıydı şehir,gözlerimin..
durma,hızlan diye çekerek kollarımdan
hızlıca geçerdik bu şehrin o yollarından..

duma duma dum kırmızı mum, terazi lastik jimnastik...

bir elimde tavşan oyuncaktan hem de davul çalan
diğerinde balonlar alındıkdan hemen sonra patlayan...
dedem gelir yün sakalıyla,fesi de kahverengi
ninem teşi dediği çıkrığıyla bana kafa dengi...

o oo oya oya gitti maça,maç parası kaça,üçe; bir ki üç....

bir elimde ibrik diğerinde kova,düşerdik çeşme yoluna
evimize su sonradan geldi,televizyonsa daha sonrasına...
teyzemi tere toplarken hatırlarım bahçe yemyeşil
rahmetlik evlenmezden önce o ev hep şendi, kem değil...

raptiye rap rap zaptiye zap zap rap rap, yine geldi şapka rap rap...

bir elimde çomak diğerinde çember sürüşürdük biz
yabancı dadandı mı mahalleye dövüşürdük biz
biz ki yoncalık dendimi efendileri diye nam salmışız
şimdiki gençliğe efendiliği böylece miras bırakmışız..

yağ satarım bal satarım ustam ölmüş ben satarım
alacağı ne ,vereceği ne bir kaşık ayran içeceği ne
zambak zumbak dön arkana iyi bak...

bir elimde kalem bir elimde kağıt,
düzüyorum bu günlerime ağıt
ey felek sıra sende taşları dağıt
felsefemizdi bağıramıyorsan bağırt...



yolcu yolunda gerek diyerekten böylece bir şeyler karaladık
sanki marifet etmişiz de efkarlanıp içimizi yaraladık..