Ey'l'(g)ül
eylül;
çisesi üstünde ağlıyor gül, figan içinde yakarışta çağlıyor bülbül, hüzün kimin umurunda takmıyor eylül, her yer grimsi caka satıyor kül, ağaçtan emir var yaprağa sökül, ister teker teker,istersen hep birden dökül.... havalarda soğuyacak artık yavaş yavaş kapılar,pencereler hatta menfezler kapanacak birer birer... yağmurun damlası bulutun kirpiklerinde, ha düştü ha düşecek... haydi gir içeriye,üşütücek... hasta olacaksın.. Eylül kuşların göç mevsimi, eylül güllerin solma mevsimi, eylül hüzünlerin son reddesi, eylül gülüşlerin buz tutması, eylül sevdaların yaprak dökümü, eylül ağaçların ölüm yıl dönümü, eylül;tüm canların bir daha ölümü. ha senle,ha sensiz... nasıl olacaksa, geçer eylüller demeyeceğim, boşuna bekleme... yaprak kadar dert döktüm, istediğin olmayacak, şaşırtacağım seni... belki kar olur yağarım, kardelenlerin üzerine, belkide çiğ olur düşerim güllere,gülerek belkide güneş olur açarım tüm ihtişamıyla evrenin üzerine... ertelediğin her ne varsa; hazır mevsimlerden eylülken... hasat mevsimi ya... yaprak dökümüne denk, toprağa karışır akan eylül suları ile, güz eli kulağında, ardından kış, kar kapladığında her bir yanı, dondurursa her şeyi.. çook ararsın eylülleri... yunus ça./ |